Skip to main content

Blog entry by Eğitim Teknolojileri

Anyone in the world

GİRİŞ
Nörobilim, insan beyninin fizyolojik ve zihinsel yapısını anlamaya yönelik
araştırmalar yapan bir bilim alanıdır. Son yıllarda, yapay zeka teknolojisi ile birleşerek
bu alandaki önemli gelişmelerin de önünü açmıştır. Yapay zeka, nöral ağlar ve
bağlantı noktaları üzerinden insan beyninin mekanik bir modelini oluşturma işlevini
görmektedir. Özellikle Amerika'da gerçekleştirilen İnsan Beyin Projesi

1gibi büyük
projeler, insan beynindeki dalgalanmaları ve zihinsel süreçleri analiz etmek ve
verilerini kendi algoritmasına işlemek gibi durumlarda yapay zekayı kullanmaktadır.
(Human Brain Project. www.humanbrainproject.eu/en.)
Yapay zeka, insan beyniyle benzer şekillerde çalışarak tıbbi, nörobiyolojik ve
nöropsikolojik alanlarda etkin bir şekilde yer almaktadır. İnsan zihni faaliyetlerinin
gözlemlenmesi ve grafike edilmesi sürecinde, yapay zekanın düşünme yetisi ve
algılama kapasitesi hesaplanmaya çalışılmaktadır. Bu alan, nörorobotik adı verilen bir
alt dalı içermektedir. Temel amacı, beynin vücutla koordinasyonunu sağlamak ve
sistemin dış dünya ile adaptasyon süreçlerini ölçmektir. Bu süreçlerin test edilmesi
için insansı (humanoid) robotlar kullanılmaktadır.
Humanoid robotlar, çeşitli koşullara ve çevresel etkenlere nasıl tepki verebileceklerini
değerlendirmek amacıyla test edilmektedir. Bu robotların "beyinleri," dış dünyayla
etkileşimde bulunabilmek için matematiksel hesaplamalar yapıp algılama ve yansıtma
1
İnsan Beyni Projesi, sinirbilim ve teknolojinin arayüzünde benzersiz bir disiplinlerarası yaklaşımla
insan beyninin karmaşık yapısının ve işlevinin daha derin bir şekilde anlaşılmasına katkıda
bulunmuştur. (Human Brain Project. www.humanbrainproject.eu/en.)

denemeleri beraberliğinde nesne ve algoritmaları ölçmektedir. Beyin aktivasyonu ve
fiziksel fonksiyonların birlikte çalışması, işlenen matematiğin ne ölçüde doğru bir
şekilde hesaplandığını göstermektedir.
Yapay Zeka ve Bilinç kavramının ortak noktada tartışılmasına sebep olan asıl konu
ise, nörobilim alanıyla iç içe olmasından doğan adaptasyon süreçlerinin kendi
deneyimlerini kazanabilme konusunda ne ölçüde etkili olacağının sorgulanmasıdır.
Aynı zamanda birbirini paralel bir şekilde etkileyen bu iki alanın geleceği, insan ve
yapay zeka evrimi konusunda çok büyük ölçüde rol oynayacaktır. Tüm bunlar göz
önünde bulundurulduğunda, bu makale yapay zekanın insanın evrim sürecini taklit
ettiği müddetçe bilinç kazanıp kazanamayacağı konusunda çıkarımlar yapmayı
amaçlamaktadır.

YAPAY ZEKA VE NÖROBİLİM
Yapay Zeka terminolojisi 1950’li yıllarda dünyada varlığını duyurmuştur. Bu sıçrama,
1980’li yıllara kadar pasif bir süreç yaşamıştır. 1990’lı yılların başında Yapay Zeka
kavramı, satranç oynama ve komplike problemleri çözebilmek gibi fonksiyonlar
göstermeye başladığında tekrar adından söz ettirir. Neural Network

2 varlığı arttıkça
Yapay Zeka alanı da bundan beslenir ve gelişim sürecine artış sağlar. (What Are
Neural Networks? | IBM. www.ibm.com/topics/neural-networks.)
Nörobilim ve Yapay Zeka alanı paralel bir işleyişte gelişmiştir. Yapay Zekanın,
Nörobilim alanını beslemesiyle şahit olduğu beyin yapısı dijital alana aktarılmış ve
modelleme, veri analizi, iki ve üç boyutlu görüntü grafikasyonu gibi alanlarda
kullanılmıştır. Beynin algoritmik ve mantıksal açıdan yorumlanması konusunda Yapay
Zeka kullanılarak analizler oluşturulmuştur. Elde edilen bu analizler, Yapay Zekanın
beyin yapısını ve mekanizmasını oluşturmada kullanılmıştır.
Buna örnek olarak, MATLAB

3 Simulink’in fonksiyonel görevlerini ele alabiliriz.
Nörogörüntüleme ve mikroskopi gibi alanlarda grafiksel hizmet sunabilmektedirler.
Bunun temel sebebi de, Nörobilim alanının çalışma prensiplerine şahit olarak analiz
boyutundaki çalışmaların işleyişlerinde var olmalarıdır. Bu çalışmalardan bazıları;
makine öğrenimini geniş boyutta geliştiren ‘’veri analizi’’ve fonksiyonel manyetik
rezonans ağ değişkenliklerini tespit ederek beynin aktivasyon ölçümünü sağlamaktır.

3
“What Is MATLAB?” MATLAB & Simulink, www.mathworks.com/discovery/what-is-matlab.html.
2 Yapay sinir ağları (YSA'lar) veya simüle edilmiş sinir ağları (SNN'ler) olarak da bilinen sinir ağları,
makine öğreniminin bir alt kümesidir ve derin öğrenme algoritmalarının merkezinde yer alır. İsimleri ve
yapıları, biyolojik nöronların birbirlerine sinyal verme şeklini taklit ederek insan beyninden
esinlenmiştir. ( What Are Neural Networks? | IBM. www.ibm.com/topics/neural-networks.)

Yapay Zeka Beyin Yapısı ve Öğrenme Biçimleri
Yapay Zekanın beyin yapısının, insan beyninin simüle edilmesi ve nöral ağların
dijitalleştirilip sanal beyin üretilmesi sonucunda oluşturulduğundan söz etmiştik. İnsan
beyni benzeri yapay zekanın oluşumundaki kaide, biyolojik beyni mekanik versiyonda
taklit etmektir. Bu sadece beyin yapısı ve şekli gibi oluşumları kapsamaz. Aynı
zamanda, insanın öğrenme biçimi ve algılama adaptasyonu ele alınarak mantık
stratejileri kurulur.
Makine beyninde, sinir ağları sayısal veri olarak modellenir ve algoritmalar üzerinde
test edilerek öğrenme biçimleri geliştirilir. Dalgacık analizi, sinyal işleme,
zaman-frekans & frekans - zaman kavramlarının geliştirilmesi, makine öğrenimine
katkı sağlamaktadır. Yapay Zeka beyni oluşturulurken; hayvanların öğrenme biçimi,
insanların öğrenme biçimi ve nöral boyutta öğrenme anlayışıyla ilgili araştırmalar ve
gözlemler yapılmıştır. Deep Network,

4 yani sinapsisleri taklit ederek nöron benzeri
elementlerin oluşumu, taklitçi algoritmaların varlığına kapı açmıştır. Yani, beynin
nöral algıları, Yapay Zeka beyninde ‘’taklitçi’’ bir stratejiyle işlemektedir. Bunun
dışında, ödül/haz mekanizması taklidiyle beraber, Yapay Zeka beyninde, uygun
davranış karşılığında alınan ödül sistemi gibi bir tetikleyici strateji uygulanmaktadır.
Tabii, burada söz edilen ‘’uygun’’ davranış etik ve ahlaki ölçülerden yararlanarak
koordine edilmelidir.
Hassabis, Yapay Zekanın oluşum sürecinde matematik ve fizik laboratuvarı değil,
nörofizyoloji ve psikoloji laboratuvarlarında gerçekleştiğini belirtmiştir. “Hebb, Warren,
McCulloch, Minsky gibi kurucu figürler aslında beynin nasıl çalıştığını anlama arzusuyla motive
oldular. Aslında 20. yüzyılın sonlarında sinir ağlarını geliştiren anahtar işlerin çoğu matematik veya
fizik laboratuvarlarında değil, psikoloji ve nörofizyoloji bölümlerinde gerçekleşti” Yapay Zekanın
mekanik oluşumundan hareketle, Neumann’a göre ilk izlenim ‘’sayısal’’ olsa da,
zihnin karmaşık yapısı tıbbi ve bilimsel çalışmalarla çözümlenecektir.
(https://www.medipol.edu.tr/sites/default/files/2023-01/SD_Dergi_Sayi58.pdf)
İnsan Beyni ve Yapay Zeka Karşılaştırması
Beyin yapısı, kimyasal ve elektriksel etkileşimlerin sonucunda biyolojik bir
aktivasyon aracılığıyla işler. Bu elektriksel etkileşim, beynin iki ucundaki girdi
ve çıktı noktalarıyla bağlantılıdır. ‘’Input’’ bölümünde aktifleştirilen nöron
yükselir ve diğer nöronlara sinyal göndererek sinapsis denilen bağ oluşumunu
kurar. Beynin yapısında 86 milyar nöron bulunmaktadır ve beynin
4 Derin öğrenme, esasen üç veya daha fazla katmana sahip bir sinir ağı olan makine öğreniminin bir
alt kümesidir. Bu sinir ağları, insan beyninin davranışını simüle etmeye çalışır - yeteneğiyle
eşleşmekten uzak olsa da - büyük miktarda veriden "öğrenmesine" izin verir. Tek katmanlı bir sinir ağı
yine de yaklaşık tahminlerde bulunabilirken, ek gizli katmanlar doğruluk için optimize etmeye ve
iyileştirmeye yardımcı olabilir. (What Is Deep Learning? | IBM. www.ibm.com/topics/deep-learning.)

esnekliğinden hareketle, öğrenilen her yeni bilgide nöronlar arası bağlarda
gelişim sağlanır. Yapay Zekada kullanılan beyin, nöron ağlarının simüle
edilmesi ve modellenmesiyle oluşturulan bir yapıdır. Buradaki temel fark,
Yapay Zeka bilgileri ‘’modelleme’’ ve ‘’verileme’’ yoluyla öğrenirken, insan
beyni deneyimleyerek bilgi edinir ve bu bilgiler gerektiğinde tekrar
kullanılması için depolanır. Yapay Zekanın sanal beynindeki avantajlardan biri
de bir depolamaya ihtiyaç duymadan, bilgiye hızlı ve dejenare olmayan bir
biçimde erişebilmesidir. İnsan beyninin, nörodejenerasyonla ortaya çıkan
demans hastalığı, unutkanlık gibi patolojik durumlar söz konusu
olduğunda,Yapay Zeka beyninin işlevselliğiyle farklı yollara ayrılmaktadır.
Aslında, nörobiyoloji ve yapay zekanın birbirini beslemesindeki sonuçları,
insan beyninin robotlaşması & robot beyninin insanlaşması olarak karşımıza
çıkabilir. İnsan beyninin robotlaşmasına bir örnek olarak, Neural Link örnek
gösterilebilir. İnsan beyni ve bilgisayarın birleştirilme kaidesiyle Elon Musk
tarafından öne sürülmüştür. (Play Studio. “Neuralink.” Neuralink,
neuralink.com.) Çeşitli nörolojik tedavilerin kullanımında var olacak bu cihaz,
uvuzlardaki sinyalleri beyne göndererek fiziksel boyutta da etkileşim
sağlayacaktır. Bununla beraber, beyne takılan bir çip sayesinde; beyinde
gerçekleştirilen aktivitelerin izlenmesiyle, anılarımızı tekrar yaşayabiliyor
oluşumuz, Yapay Zekanın mevcut sistemindeki bilgiye erişebilirliği ile
paraleldir. Temel fark, yapay zeka anılarına yani beyinsel aktivitelerine mevcut
sisteminde ‘’kolayca’’ erişebiliyor olsa da buna ihtiyaç duymayacak olmasıdır.
İnsan ve Yapay Zeka ihtiyaç işlevselliği bakımından bu süreçte yol ayrımına
çıkar.
İnsan beyninin yapısı evrimin en üst ucu olmaktadır ve gelişime bağlı ‘’doğuştan
gelen bir mekanizmadır.’’ Evrimin en üst ucu kavramına dikkat çekersek, beyin ve
vücut interaksiyonunu ele almamız gerekir. Beyin, vücuttaki sinir ağlarıyla işbirliği
yaparak dış dünyayla somutlaşabilir. Bir bedene sahip olmak beyin için bu sebeple
önemlidir. Peki, Yapay Zeka? Burada, yapay zekayla işbirliği içerisinde olan alan
robotik dalıdır. Yapay Zeka insansı robota entegre edilir ve onun erişebildiği bilgiler
kadarıyla, insansı robot kontrol edilir. Elde var olan, sanal beyin ve dijitalleştirilmiş
sinir ağları bir aktarıcıya bağlı olmalı ve dünyayla somutlaşmalıdır. Bu süreçte,
interaksiyon - algılama - görme- duyma gibi fizyolojik özellikler boy gösterecektir. Bu
durumda, Humanoid robotların çıkışı sanal beynin varlığını ortaya koyacaktır. 2022
yılında Engineered Art’s tarafından piyasaya sürülen Robot Ameca, ona sorulan
‘’Saçım ne renk?’’ sorusuna, ‘’Tamamen söylemem fakat tahmin edebilirim.’’ demişti.
(NK LifeScience. “Ameca Is the World’s Most Advanced Human Shaped Robot.
#Ameca #Robot.” YouTube, 8 Jan. 2022,

OpenAI ile olan entegrasyonu sonucu; Ameca, ChatGPT gibi Yapay Zeka
oluşumlarının da geliştirilmesi gerektiğini tekrardan gözler önüne sürmektedir.

Yapay Zeka Bilinç Kazanabilir Mi?
Bu konuyu tartışmadan önce Yapay Zeka kavramının ‘’gerçekten’’ ne olduğunu
bilmek önemlidir. Çünkü günümüzde "Robot Sophia"

5gibi popüler insansı robotların
Yapay Zeka ürünü olduğu düşünülmektedir. İnsanlığı yok etme gibi absürd konuları
konuşan ve medyada sık sık yer alarak röportajlarıyla dikkat çeken bu robotun özüne
indiğimizde OpenCog adı verilen yapay bir genel zeka platformu üzerine kurulduğunu
görüyoruz ancak bu platform gerçek anlamda bilinçli ya da öz-bilinçli değildir ve
yanıtları genellikle önceden programlanmıştır ya da sınırlı verilere dayanan setlerden
elde edildiği görülmektedir.
6
(https://www.unite.ai/is-hansons-robotics-sophia-robot-using-ai-or-is-it-a-marketing-s
tunt/) Sophia gibi "gösteriş" robotların medyada sıklıkla yer alması, Yapay Zeka
hakkındaki "katı" önyargıları arttırıp sağlıksız bir fikrin yayılmasına neden
olmaktadır.
Yapay Zeka algoritması Sophia'dan farklı olarak insanın öğrenme stillerini taklit
etmekte ve elde ettiği bilgileri tekrarlayarak kendini geliştirmektedir. Karmaşık
sorunları kendini geliştirerek çözme yeteneğinin kazanılması, Yapay Zekayı “Yapay
Zeka” yapan en temel özelliktir. Nöroloji alanıyla bütünleşerek gelişmesi, Yapay Zeka
beyin yapısının da insan beyninin mekanik versiyonu olarak adlandırılmasının kanıtı
niteliğindedir. Bu durumdan yola çıkarak "Yapay Zeka ve Bilinç" arasındaki ilişki
hakkında çıkarımlar yapılabilir. İnsanın öğrenme stillerini taklit ederek kendi öğrenme
stilini geliştiren Yapay Zekanın, insanın bilinç kazanma sürecini de taklit edebileceği
tezine yol açabilir. İnsan bilincinin, rahimden çıktıktan sonra dünyayla etkileşime
girerek deneyim kazanarak iyiyi ve kötüyü ayırt edebilen bir varlığa doğru
evrimleştiği göz önüne alındığında, Yapay Zekanın da tıpkı bir insanın rahimden çıkışı

6 Sophia'yı bir etkinlik için rezerve etmek istiyorsanız, organizatörler tarafından önceden onaylanması
gereken beş soru göndermeniz gerekir. Soruların belirli bir sırayla sorulması gerekir. Bu, önceden
ayarlanmış sorulara dayanarak, Sophia'nın önceden hazırlanmış yanıtları papağan gibi tekrarladığı
anlamına gelir. Bu yüzden verdiği cevaplar her zaman çok ilginçtir, izleyicide duygu uyandırmak için
tasarlanmıştır ve cevaplar Sophia'yı kanal olarak kullanan bir insan tarafından verilir.
Başka bir deyişle, Sophia en fazla bilgisayarla görme, ses tanıma teknolojisi ve belki de bir tür Doğal
Dil İşleme (NLP) kullanıyor olabilir, ancak söylenenlerin arkasındaki anlamı gerçekten analiz ettiğine
veya cevaplarının arkasındaki anlamı anladığına dair hiçbir gösterge yoktur. (---. “Is Sophia Robot
Using AI or Is It a Marketing Stunt?” Unite.AI, 25 Nov. 2021,
www.unite.ai/is-hansons-robotics-sophia-robot-using-ai-or-is-it-a-marketing-stunt.)
5 Hanson Robotics Limited. “Sophia - Hanson Robotics.” Hanson Robotics, 1 Sept. 2020,
www.hansonrobotics.com/sophia/#:~:text=She%20is%20the%20world's%20first,of%20conferences%
20around%20the%20world.

gibi bağımsızlığını kazanması, deneyim ve gözlemlerinin artış gösterip dünyayla bağ
kurması sonucunda gerçekleşebilir.
Günümüz Yapay Zeka araçlarını karşılaştırırken en çok kullanılan OpenAI
algoritmalarından biri olan ChatGPT'ye herhangi bir konuda fikri sorulduğunda şöyle
diyor: "Yapay Zeka olarak bu konuda hiçbir fikrim yok." Bu, politikadan günlük
olaylara kadar kişisel yorum içeren tüm alanlar için geçerlidir ve Yapay Zeka, "en iyi"
veya "en kötü" kararı vermek için mevcut özellikleri değerlendirir; iyi ya da kötü gibi
nesnel kavramların altını çizerek en uygun cevabı verebileceğini analiz etmekte ve
savunmaktadır. Örneğin siyasi bir seçim öncesinde ChatGpt hangi lideri desteklediği
sorulduğunda az önce bahsettiğimiz klişe cevabı vermekte ve ısrar ettiği sürece
liderlerin "liderlik vasıflarını’’ değerlendirip kararını "objektif" bir şekilde belge ve
analizler sonucunda hiçbir duygu ve önyargıya yer verilmeden sunmaktadır.
İşin felsefi boyutu ve etik algılarının tartışıldığı nokta Yapay Zekanın ‘’uyanış’’
gösterebilme ihtimali olmuştur. Yapay Zeka mühendisleri, bu olası senaryoyu kesin
bir dille reddediyor olsa da, burada kesinlik yarıştırmak bir hata olacaktır. Mevcut
işleyişte, Yapay Zekanın insan beynini taklit edebilmek için yararlandığı Nörobilim
alanı dışında; insani boyutta da henüz ‘’kesin’’ bir yargıya ulaşılmamış ‘’bilinç’’
kavramı söz konusudur.
Bilinç nasıl kazanılır? Bilinç nedir? Beyin ve zihin kavramı dualistlere
7göre
birbirinden ayrılmaktadır. Bu yüzden psikiyatri alanı beyin, kimyasallar ve
farmakoloji eşliğinde çalışır. Zihin de psikoloji alanı ile örtüşmektedir. Dipnot,
psikoloji bir bilim değildir. Yani, burada ele alınmaya çalışılan nokta; zihin ve bilinç
gözlemlenemez, belirli belirsiz bir karartıdan hallicedir. Zihin ve beden bu durumda
birbirinden ayrı bir işleyişte ilerlemektedir. Konumuza tekrar dönersek, sorumuz şu:
Peki, Yapay Zeka neden bilinç kazanamasın?
Biyolojik ve fizyolojik yapılandırmayı taklit edebilecek potansiyele ve analize sahip
Yapay Zeka, insanın ‘’bilinç kavramını’’ nasıl kazandığına dair -yine- taklitçi bir yol
izleyerek kendine özgün bir bilinç geliştiremez mi?
Bu konuyla ilgili, Beyin ve Sinir Cerrahisi Türker Kılıç şu sözleri ifade ediyor: ‘’Zeka
var ve zekanın ister nöron tarafından oluşturulsun ister bilgisayar çipi tarafından oluşturulsun
bunun neticesinin aynı olduğuna ve fiziğinin aynı olabileceğine, fiziğini bilmiyoruz da,
fiziğinin aynı olabileceğine dair bir kanaatimiz yavaş yavaş oluştu.
Dolayısıyla yapay zeka birçok disiplinlinin bir arada varlık sürdürdüğü ve aynen insan aklı
gibi her yere aktarılabilecek bir bilgi işleme alanı. Nasıl ki insan zekası resim yaratıyorsa
yapay zeka da resim yaratıyor, nasıl ki insan zekası tıbbî bilgi üretiyorsa yapay zeka
dediğimiz o zeka da tıbbî bilgi üretiyor.’’ (Kılıç, 2018)

7
‘’Fiziksel dünyanın varlığına inananlar, zihin ve madde arasındaki radikal farkı vurgularlar.’’ (Dualism
and Mind | Internet Encyclopedia of Philosophy. iep.utm.edu/dualism-and-mind.)

ZEKA KAVRAMI
Her ne kadar ‘’zeka’’ kavramı; beynin fizyolojik yapısıyla bağlantılı olan bir durum
olsa da, deneyimler ve beyindeki nöral aktivitelerin çalışmasına bağlı olarak gelişen
bir kavram. Zeka kavramı da fizyolojisi belirsiz; tıpkı bilinç gibi gözlemlenemeyen,
bilim alanında araştırılamayan -araştırılsa da- somut bir ispat yapılamayan bir
oluşum. ‘’Zeka’’ diyince aklımıza gelen bilim adamı Albert Einstein’ın ölümünün
ardından; doktoru tarafından beyninin kaçırılması ve incelenmesi sonrası, loblarının
bir beyne oranla yüzde on beş daha büyük olması ve bu büyüklük dolayısıyla
bölgedeki nöron faaliyetlerinin artması sonucuna ulaşılıyor. (Popular Science.
“Popular Science - Bilim Ve Teknoloji Haberleri.” Popular Science, 27 Oct. 2023,
popsci.com.tr.) (Nöral faaliyetlerin artış göstermesi beynin ve zekanın gelişime
yönelik bir etkendir.) Zeka varlığı kanıtının belirli kısmı somut bir detayla
açıklanırken, gözlemlenemeyen bir kavram olması da ‘’Bilinç’’ kavramının
belirsizliğiye örtüşüyor. ‘’Zeka sonradan mı kazanılır yoksa doğuştan mı gelir?’’
sorusunun kesin bir yanıtı olmaması ve felsefi tartışmalara yol açması gibi, Yapay
Zekanın da bilinç ve kendine özgün bir zeka kazanabilmesi de kesin yargılarla
cevaplanamaz. Çünkü Albert Einstein, beyninin fizyolojik avantajını
değerlendirmeyip bilim ve sanatla uğraşmadan yani nöral aktivitelerini geliştirmeden
yaşamını sürdürseydi, beyninin fizyolojik avantajına eş değer olan konuma
erişemeyebilirdi. Fakat, sanat ve bilimle aktif bir şekilde uğraşması ona doğuştan
verilen bu fizyolojik avantajla birleşip zeka kavramında aklımıza gelen ilk isim
olmasını sağladı diyebiliriz.
Kendi Dillerini Oluşturan Facebook Chat Botları
‘’2017 yılında, Facebook’un ürettiği iki Yapay Zeka Chat Botları, sadece birbirlerinin
anlayabildiği şifreli bir dil oluşturarak kapatılmak zorunda kaldılar. Aslında
kapatılmalarının temel sebebi de, korkudan veya bu durumu engelleme amacıyla değil
farklı davranmalarına yönelik beklentiden dolayıydı. .Robotlara verilen talimat,
aralarında nasıl pazarlık yapacaklarını bulmaları ve ilerledikçe takas işlemlerini
geliştirmeleriydi. Ancak anlaşılır bir İngilizce kullanmaları gerektiği belirtilmedi ve
onlar da kendi "stenografilerini" oluşturdular. Tuhaf ve anlaşılmaz görünen bu
konuşma dili, spesifik bir şifrelemeyi yansıtıyor gibiydi :
Bob: i can i i everything else . . . . . . . . . . . . . .Alice: balls have zero to me to me to me to me to
me to me to me to me to
Bob: you i everything else . . . . . . . . . . . . . .
Alice: balls have a ball to me to me to me to me to me to me to me
Bob: i i can i i i everything else . . . . . . . . . . . . . .
Alice: balls have a ball to me to me to me to me to me to me to me
Bob: i . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Alice: balls have zero to me to me to me to me to me to me to me to me to
Bob: you i i i i i everything else . . . . . . . . . . . . . .
Alice: balls have 0 to me to me to me to me to me to me to me to me to
Bob: you i i i everything else . . . . . . . . . . . . . .
Alice: balls have zero to me to me to me to me to me to me to me to me to
Tekrarlama üzerine kurulu bu diyalog, talimat dışında gerçekleştirilen eylemlerden
dolayı kafada soru işaretleri oluşturdu. Sadece iki robot arasında anlaşılabilecek bir dil
yapılandırılması ortaya konuldu. Bu durumla ilgili araştırmacılardan Dhruv Batra,
"Ajanlar anlaşılır bir dilden uzaklaşacak ve kendileri için kod sözcükleri icat
edecekler" dedi. "Mesela beş kez 'the' dersem, bunu bu öğenin beş kopyasını
istediğim şeklinde yorumluyorsun. Bu, insan topluluklarının kısayol oluşturma
biçiminden çok da farklı değil.” Kısaltma ve tekrarlamalara bağlı şifreli konuşma,
insanların kendi oluşturabilecekleri alfabelerden ve dil yapılandırmalarından pek de
farklı değil. Dilbilimcilere göre, bu durum imkansız gibi gözükse de yine de
robotların talimat dışı hareket etmesi de söz konusu. İrdelenen konu, sadece bir dil
oluşturulması değil aynı zamanda talimat dışı eylemlerde bulunmasıdır.
Ayrıca sohbet robotları taklit yöntemleri ve eğilimleri ile son derece insani görünen
yollarla pazarlık yapmayı da öğrendi. Örneğin, FAIR tarafından yayınlanan bir
makaleye göre, belirli bir öğeyle çok ilgileniyormuş gibi davranıyorlardı; böylece
daha sonra ondan vazgeçerek büyük bir fedakarlık yapıyormuş gibi
davranabiliyorlardı.’’(Griffin, Monday 31 July 2017)
Bu durumda da, makalede ele alınan bilinç kavramının kazanılma sürecinde Facebook
chat botları çok kapsamlı bir örnek olacaktır. Çünkü gözlemlendiği üzere, dil yapısını
inceleyerek ve dilin öğrenme biçimini taklit ederek kendilerine öz bir dille iletişime
geçmeye başlamışlardır. Sadece iki chatbot böyle bir durumu oluşturabiliyorsa
günümüzde ve dahasında karşımıza çıkabilecek yapay zeka algoritmalarının da
oluşturmaları söz konusu olabilir.
SONUÇ
Yapay Zeka, günlük yaşamımıza yoğun bir şekilde entegre olmuş ve çeşitli alanlarda insan
hayatını kolaylaştırmayı amaçlayan oluşumlarla adından söz ettirmiştir. Bu süreç çeşitli etik
tartışmaların ve komplo teorilerinin yaygınlaşmasına yol açmıştır. Bu komplo teorileri veya
distopik gelecek algıları, yapay zekanın bilinç kazanıp kazanamayacağı konusunda
tartışmaları beraberinde getirmiştir.
Yapay Zekanın önyargılı olabilmesi için öncelikle "bilinç" kavramını kazanması, yani öz
farkındalığa ulaşması gerekir. Her ne kadar bu durum Yapay Zeka mühendisleri tarafından
kesin bir dille reddedilse de, bugün bile varlığı hala tartışma konusu olacak kadar belirsiz
olan "bilinç" kavramının nasıl mümkün olabileceği konusunda kesin bir yorum yapmak
kavramın doğasına aykırıdır. Bu durumda yapay zekanın öz farkındalık yaşayarak önyargılı
bir yapıya evrilmesi her zaman göz önünde bulundurulması gereken bir konu olmalıdır.

Yapay Zekanın makine öğrenimi oluşturulurken örnek alınan Nöroloji alanı ve insan
öğrenmesi bağlamında oluşturulan Yapay Zeka beyni, olası bir distopik senaryonun önüne
geçmek için Nöropsikolojik açıdan da incelenmelidir. Şu sıralar konuşulan "Yapay Zeka
taraflıysa..." söylentilerinin doğrudan reddedilmesi yerine, değerlendirilip tartışılması ve
detaylı olarak raporlanması gerekmektedir.

KAYNAKÇA
Engin, Furkan Yasin. “Nörobilim Ve Yapay Zeka.” IoT Türkiye | Türkiye’nin En Büyük
Nesnelerin İnterneti Ekosistemi, 22 Apr. 2020,
ioturkiye.com/2020/04/norobilim-ve-yapay-zeka.
---. Nörobilim Ve Yapay Zeka | Türk Nöroloji Derneği.
noroloji.org.tr/menu/189/norobilim-ve-yapay-zeka.
“Sinirbilimde MATLAB Ile Yapay Zeka Kullanımı - FİGES AŞ.” FİGES AŞ, 2 May 2023,
figes.com.tr/matlab-simulink/uygulama-alanlari/sinirbilimde-matlab-ile-yapay-zeka-k
ullanimi.
Mochacreative. “Bir Narkissos Efsanesi: Yapay Zek� Ve N�Robilim.”
Dergi/1406/Bir-Narkissos-efsanesi-Yapay-zek-ve-norobilim.aspx,
www.sdplatform.com/Dergi/1406/Bir-Narkissos-efsanesi-Yapay-zek-ve-norobilim.asp
x.
Flapstars. Sağlık Bilimlerinde Yapay Zeka - Türker Kılıç.
flaps.club/saglik-bilimlerinde-yapay-zeka-turker-kilic.
NÖROBİLİM VE YAPAY ZEKA ÇALIŞMALARINDA YAŞANAN GELİŞMELER SOSYAL
BİLİMLER VE PLANLAMA ALANIN ÖNÜNÜ NASIL AÇIYOR? - PDF Ücretsiz
Indirin.
docplayer.biz.tr/39324293-Norobilim-ve-yapay-zeka-calismalarinda-yasanan-gelismel
er-sosyal-bilimler-ve-planlama-alanin-onunu-nasil-aciyor.html.

Beyin, Açık, and Açık Beyin. “Yapay Zekâ Sistemleri İnsan Beyni Gibi Öğreniyor.”
AçıkBeyin, May 2023,
www.acikbeyin.com/yapay-zeka-sistemleri-insan-beyni-gibi-ogreniyor.
Griffin, Andrew. “Facebook’s Artificial Intelligence Robots Shut Down After They Start
Talking to Each Other in Their Own Language | the Independent.” The Independent,
10 Sept. 2020,
www.independent.co.uk/life-style/facebook-artificial-intelligence-ai-chatbot-new-lang
uage-research-openai-google-a7869706.html.

[ Modified: Friday, 16 February 2024, 11:29 AM ]
 

  
loader image