İnsanın kendi varlığının farkına vardığı günden itibaren sürekli bir arayış içine girmesiyle dünyanın doğal yapısına çeşitli ürünler, icatlar, yenilikler geldi. İnsan arayan, aradıkça daha fazlasını uman bir varlık. Ateşi buldu, sonra yazıyı, sonra kağıdı… Daktilo, bilgisayar… Doyumsuz bir belleğin hikâyesi için durmadan çalıştı ve en nihayetinde yeni bir dünyanın kapısını son yıllarda araladı: Yapay Zeka.
Bize hep bir korku öğesi olarak sunulan yapay zekayı da insanoğlu kendi elleriyle yaratmıştır. Yapay zekayı yönlendirmek insanoğlunun elindedir. Bu sebeple yapay zeka ne dünyayı ele geçirmek niyetindedir ne de insanlığı sonlandırmak. Yapay zeka günümüzde insanlığa bol bol fayda sağlar. Tıp, endüstri, mühendislik gibi alanlara oldukça büyük bir katkı sağlamıştır. Eğitimde ise bahsettiğim alanlara göre yapay zekanın kullanımı ne kadar geri kalsa da yenilikler sunarak öğrenme ve öğretme süreçlerine katkıda bulunmuştur. Örneğin bireyselleştirilmiş öğrenme ve akıllı içerik oluşturma öğrencinin öğrenme hızını ve konu eksikliklerini göz önünde bulundurarak öğrenciye daha etkili bir öğrenme şekli sunar.Eğitimin ulaşılabilirliğini arttırır. Bazı ülkelerde ekonomik sebeplerden dolayı öğrenciler ne kadar elektronik/dijital cihazlara erişemese de uzaktan eğitim her bireye eğitimin ulaşmasını sağlar. Ya da yapay zeka destekli matematik öğrenme programı kullanan bir öğrenci ilk olarak bir değerlendirme testine tabi tutulur. Yapılan yanlışlar öğrencinin hangi konularda eksik olduğunu geri kaldığını gösterir. Platformdaki gelişim asistanı(yapay zeka) eksik olduğu konuları pekiştirmek amacıyla öğrenciye yönelik testler oluşturur. Aslında yapay zeka öğrenciye “geri bildirim” verir. Öğrencinin -negatif ya da pozitif hiç fark etmez- geribildirime ihtiyacı vardır. Gelişim asistanının “Kesirlerle toplama işlemlerinde zorlandığınızı görüyoruz.Daha fazla pratik yapmak için şu ek alıştırmaları deneyebilirsiniz“ ya da “Harika!Bu zor soruyu çözerek büyük bir ilerleme kaydettiniz” gibi dönütler vermesi öğrenciyi motive eder ya da eksiklerini gösterir.Yapay zeka geribildirimi bir insana göre daha hızlı bir şekilde öğrenciye verir. Bu öğrenciye hız kazandırır. Aslında yapay zeka insan zekasıyla yapılan işleri dakikleştirir, farkı budur.
Kimisi bu yüzden yapay zekanın insanı tembelleştirdiğini düşünüyor, bense bu fikre katılmıyorum. Bu bireyin yapay zekaya olan yaklaşımına bağlıdır. 1998’den önce (Google 4 Eylül 1998’de kurulmuştur) araştırma yaparken binlerce sayfalık ansiklopedileri okumak yerine devrim yaratan Google’a sorular sormak bize ciddi bir zaman tasarrufu sağlar. Tek bir “click” gözümüzde büyüdükçe büyüyen sayfalarca okuyupta bulamadığımız sorunun cevabını saniyeler içinde verebilir. Yapay zeka aslında az önce anlattığım hikayede insan görevindedir. Yapay zeka ansiklopediler yerine Google’ın web sitelerini araştırır ve analiz eder. Bunun sonucunda bize en doğru bilgiyi ulaştırır. Yapay zeka tembelliğe yol açmaz zaman kazanmanıza yardımcı olur.Peki ya yaratıcılık? Bu da bireyin yapay zekayı nasıl kullandığına bağlıdır. Chat GPT’ye “Projeme bir başlık bulur musun?” sorusu yöneltildiğinde verdiği cevapları direkt kullanmak kişinin yapay zekaya karşı bir bağımlılık beslemesine sebebiyet verebilir. Ama önerilen başlıklardan ilham alınabilir ve kişi kendi fikirleriyle harmanlayabilir. Bu da tam tersine kişinin farklı fikirler görmesine katkıda bulunur yani yaratıcılığını geliştirebilir.
Eğitim sosyal ilişkiler ve iletişim gerektirir. “Günümüzde” yapay zeka fiziksel güç gerektiren işlerin yerini alabilir. Belki robotlar; yapay zeka, mavi yakalı kavramını tamamen ortadan kaldırabilir. Ama zihinsel güç gerektiren işlerin yerini yapay zekanın alması pek muhtemel değildir. Yapay zeka insanın zeka seviyesine ulaşabilmiş değildir. Geniş hafıza ve otomasyonlar insan zekasına göre daha kuvvetli olsa da AI yaratıcılık konusunda geride kalmıştır. Bir öğrenci için AI’dan alınan geribildirimle sevdiği bir öğretmeninin verdiği geri bildirimin etkileyiciliği sosyal faktörlere bağlıdır. Bir öğretmenin jest, mimik ve hareketleriyle ses tonunun değişimiyle anlatılan ders kişinin bilgisayar karşısına geçip konu anlatımı dinlemesinden daha keyiflidir. Kişinin motivasyonunu çevresinde olan kimselerin duyguları tepkileri etkiler. Yapay zeka, sadece bilgiyi iletebilir, ancak insanlar arasındaki gerçek bağlantıları sağlayamaz. Eğitimde sosyal iletişim, öğrencilerin sadece bilgiyi öğrenmekle kalmayıp, birbirleriyle etkileşim kurarak empati, işbirliği ve liderlik gibi becerileri de geliştirebildiği gerçeğini vurgular. Kısacası gerçek öğrenme, yalnızca bilgiyi almakla değil, onu paylaşmakla mümkündür.
NAZ BERBER
9A SINIFI