Ana içeriğe git

Dijital İz Yazıları / Bloglar

Dünyadaki herkese

 

I. Giriş

Günümüz teknolojik dönüşümünün en çarpıcı örneklerinden biri, yapay zeka sistemlerinin üretkenlik düzeyinde ortaya koyduğu içeriklerdir. Bu içerikler, geleneksel olarak insan yaratıcılığının ürünü sayılan eserler ile kıyaslandığında, “yaratıcılık” kavramını ve “eser sahibi” tanımını yeniden sorgulatmaktadır. Felsefi bir perspektiften bakıldığında, telif hakkı korumasının temel amacı, yaratıcılığı teşvik etmek ve özgün çalışmaları ekonomik, kültürel ve toplumsal değer olarak tanımaktır. Peki, yapay zeka tarafından üretilen içerikler bu kriterlere uymakta mıdır ve dolayısıyla telif hakkı korumasını gerektirmekte midir?

II. Yaratıcılık, Eser Sahipliği ve İnsan Deneyimi

Yaratıcılık, eser sahipliği ve insan deneyimi kavramları, klasik felsefi düşüncede insanın öznel dünyasının, duygusal derinliğinin ve entelektüel çabasının bir yansıması olarak ele alınır. Geleneksel anlamda bir eserin ortaya çıkışı, sanatçının yaşam tecrübesi, bilinçli düşünce süreçleri ve estetik duyarlılığının somutlaşmasıdır. Bu durum, eserin yalnızca fiziksel bir üretim süreci değil, aynı zamanda insanın içsel dünyasının ve deneyimlerinin özgün bir ifadesi olarak değerlendirilmesini sağlar. Eser sahipliği, bu yaratıcı sürecin meyvesi olarak, emeğin ve bireysel ifadenin tanınması ve ödüllendirilmesi amacına hizmet eder; telif hakkı sistemi de bu bağlamda, bireyin yaratıcı emeğini koruyarak toplumsal kültürel mirası sürdürmeyi hedefler (Çoban, 2022).

Ancak, günümüz teknolojik dönüşümünün en çarpıcı örneklerinden biri olan yapay zeka sistemleri, yaratıcı süreçleri yeniden tanımlamaya zorlamaktadır. Yapay zeka, geniş veri kümeleri ve karmaşık algoritmalar aracılığıyla özgün içerikler üretebilmekte; ancak bu üretim, insanın bilinçli, duygusal ve estetik katkılarından yoksun kalabilmektedir. Burada şu temel soru ortaya çıkar: Yaratıcılık, yalnızca insanın içsel deneyimlerinin bir ifadesi midir, yoksa algoritmaların öngörülemeyen kombinasyonları da “yaratıcı” kabul edilebilir mi? Eğer yaratıcılık, esasen insanın deneyimsel zenginliğine bağlı ise, yapay zeka tarafından otomatik üretilen içeriklerin, gerçek anlamda yaratıcı olup olmadığı tartışmaya açıktır. Bu noktada, insan deneyiminin derinliği ve özgünlüğü, eserin değerini ve korunmasını sağlayan temel unsurlar olarak ön plana çıkar.

Eser sahipliği kavramı da bu tartışmanın merkezinde yer almaktadır. Geleneksel telif hakkı sistemi, eserin yaratım sürecinde sergilenen bireysel çabayı, özgün düşünceyi ve duygusal derinliği ödüllendirmek üzere yapılandırılmıştır. Ancak yapay zeka ürünlerinde, eserin ortaya çıkışında insan girdisinin yanı sıra algoritmaların öngörülebilir kalıplarının etkisi de bulunmaktadır. Bu durum, yapay zeka tarafından oluşturulan eserlerin kime ait olması gerektiği sorusunu belirsizleştirir; çünkü klasik tanımda “eser sahibi” ifadesi, insanın bilinçli katkısını temel alır. Dolayısıyla, yapay zekanın ürettiği içeriklerin telif hakkı kapsamında korunup korunmaması, yalnızca teknik bir mesele değil, aynı zamanda insanın yaratıcılık ve deneyim dünyasının korunup korunmamasıyla ilgili derin felsefi soruları da gündeme getirir (Poland, 2023; Yang & Zhang, 2024).

Bu tartışmalar, yaratıcı sürecin doğasının yeniden yorumlanması gerektiğini ortaya koyar. Eğer yaratıcı faaliyet, yalnızca insanın subjektif deneyimlerinin bir ifadesi ise, yapay zeka tarafından üretilen eserlerin mekanik kombinasyonlardan ibaret olduğu ve dolayısıyla gerçek anlamda “yaratıcı” sayılmaması gerekebilir. Öte yandan, yapay zekanın sunduğu özgün kalıplar ve beklenmedik sonuçlar, yeni bir yaratıcılık biçiminin varlığını işaret ediyorsa, o zaman geleneksel kavramların ötesinde, farklı bir telif hakkı düzenlemesi gerekebilir. Bu noktada, insan deneyiminin, duygusal ve entelektüel derinliğin, eserin özgünlüğünde oynadığı rol, tartışmanın temelinde yer alır; çünkü gerçek yaratıcılık, yalnızca teknik üretimden ziyade, insanın yaşamdan edindiği deneyimlerin ve düşünsel zenginliğin somutlaşması olarak değerlendirilebilir.

III. Telif Hakkının İşlevi ve Felsefi Dayanakları

Telif hakkı, toplumların kültürel ve entelektüel gelişimine önemli katkılar sağlayan, bireylerin özgün yaratıcılık çabalarını tanıyan ve ödüllendiren temel bir hukuki düzenlemedir. Bu düzenleme yalnızca eserlerin ekonomik değerini korumakla kalmaz, aynı zamanda o eserlerin yaratım sürecinde sergilenen bireysel deneyim, duygusal derinlik ve entelektüel emek gibi ögelerin de korunmasını amaçlar. Telif hakkının işlevi, yaratıcılığı teşvik etmek ve bireylerin özgün düşüncelerini toplumsal hafızaya kazandırmak suretiyle kültürel mirasın sürekliliğini sağlamak üzerine kuruludur. Bu bağlamda, felsefi dayanaklar; bireysel emeğin, özgünlüğün ve estetik değerlerin tanınması ilkesine dayanır. Yaratıcılık kavramı, tarihsel olarak insanın bilinçli ve duygusal deneyimleriyle iç içe geçmiş, estetik duyarlılık ve subjektif yorumların somutlaşması olarak görülmüştür (Çoban, 2022). Dolayısıyla, telif hakkı sistemi, insanın yaşam deneyimlerinin, entelektüel çabasının ve duygusal ifadesinin bir yansıması olarak ortaya çıkan eserleri korumayı amaçlar.

IV. Yaratıcılık ve Eser Kavramı Üzerine Sorgulamalar

Soru: Klasik felsefi yaklaşımlarda, "yaratıcılık" insanın bilinçli düşüncesi, duygusal deneyimi ve özgün ifadesiyle yakından ilişkilendirilmiştir. Peki, yapay zeka tarafından üretilen bir çıktı, gerçekten "yaratıcı" kabul edilebilir mi?

Düşünce Denemesi: Eğer yaratıcılık, yalnızca insan deneyiminin bir yansıması ise, yapay zeka tarafından oluşturulan içerik, otonom bir şekilde ortaya çıksa dahi, temelde insan girdisinin ve yönlendirmenin sonucu olduğundan, bu içeriklerin "yaratıcı" olup olmadığı tartışmaya açık kalır (Çoban, 2022​). Öte yandan, yapay zeka sistemlerinin sunduğu özgün kombinasyonlar, daha önce hiç görülmemiş eserler ortaya koyuyorsa, bu durum "yeni" bir yaratıcılık tanımına ihtiyaç duyulduğunu da düşündürebilir.

Soru: Telif hakkı koruması, esasen yaratıcılığı ödüllendirmek, emeği tanımak ve toplumsal kültürel mirası korumak amacını taşır. Ancak yapay zeka tarafından üretilen eserlerde bu temel prensipler nasıl uygulanmalıdır?

Düşünce Denemesi: Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bazı davalarda (örneğin, “Zarya of the Dawn” davası) yapay zeka çıktılarında insan katkısının belirleyici olduğu vurgulanırken, tamamen otonom üretilen kısımların korunmayacağı öne sürülmektedir (Poland, 2023​). Ancak bu yaklaşım, telif hakkı korumasının sadece insan emeğine dayalı olması gerektiği varsayımını yeniden gündeme getiriyor. Bu durumda; yapay zekanın geliştirilmesinde emeği geçen kişiler, kullanıcılar veya yatırımcılar arasında hak dağılımının nasıl olması gerektiği konusunda net bir fikir birliği henüz sağlanamamıştır.

Soru: Yapay zeka, kendi varlığına ilişkin bilinç veya kişilik kazanır mı? Eğer kazanırsa, bu durum telif hakkı kavramını temelden nasıl değiştirecektir?

Düşünce Denemesi: Bazı teorik yaklaşımlar, yapay zekaya sınırlı da olsa “elektronik kişilik” tanınabileceğini öne sürerken, bu durumun etik ve hukuki sonuçları tartışmalı hale gelmektedir. Eğer yapay zekaya bağımsız bir kişilik atfedilirse, o zaman ürettiği eserlerin de doğrudan onun eser sahibi olarak korunması gündeme gelebilir. Ancak bu, insan yaratıcılığına dayalı telif hakkı kavramının temelini sarsar mı? Bu soru, hem felsefi hem de yasal açıdan henüz net bir cevabı olmayan bir mesele olarak kalmaktadır.

V. Sonuç

Yapay zeka tarafından üretilen eserlerin telif hakkı kapsamına alınması sorunu, yalnızca hukuki bir mesele olmakla kalmayıp, felsefi, etik ve toplumsal boyutları da barındıran karmaşık bir tartışmadır. Bir yandan, teknolojik gelişmenin ve yaratıcı inovasyonun desteklenmesi için koruma mekanizmalarına ihtiyaç duyulurken, diğer yandan telif hakkının temel dayanakları olan insan yaratıcılığı, bilinç ve duygusal derinlik kavramları sorgulanmaktadır. Bu çerçevede, yapay zeka tarafından üretilen eserlerin telif hakkı kapsamına alınması yönündeki yaklaşım, insan girdisinin ve yaratıcılığın varlığını esas alan bir uygulamayla sınırlı tutulabilir veya alternatif sui generis (kendine özgü) koruma modelleri geliştirilebilir. Nihai karar, hangi değerlerin ve prensiplerin toplum tarafından daha çok benimseneceğine bağlı olarak, dinamik ve bağlama duyarlı bir düzenlemeyle şekillendirilebilir.

 

 

Referanslar

Çoban, Y. T. (2022). Türk Fikri Mülkiyet Hukuku Çerçevesinde Yapay Zekâ Ürünleri. On İki Levha Yayıncılık.

Poland, C. M. (2023). Generative AI and US Intellectual Property Law. arXiv. https://arxiv.org/abs/2311.16023

Yang, S. A., & Zhang, A. H. (2024). Generative AI and Copyright: A Dynamic Perspective. arXiv. https://arxiv.org/abs/2402.17801

 

 

 
Dünyadaki herkese

FMV IŞIK OKULLARI, ROBOTİK YARIŞMALARINDA TARİH YAZDI!

FMV Işık Okulları, beş kampüsüyle katıldığı First Lego League (FLL) ve VEX Robotics yarışmalarında olağanüstü bir başarıya imza atarak büyük bir zafer elde etti! Öğrencilerimiz, inovasyon, mühendislik ve takım çalışması alanlarındaki üstün yeteneklerini sergileyerek yarışmaların en prestijli ödüllerini kazandı.

FLL 2025 Teması: MASTERPIECE Her yıl farklı bir tema ile gerçekleştirilen First Lego League yarışmasının bu yılki teması MASTERPIECE idi. Öğrenciler, bu tema doğrultusunda sanat, bilim ve teknolojiyi birleştirerek geleceğe yön verecek yenilikçi projeler geliştirdi. Takımlarımız, jüriyi etkileyen projeleri ve mükemmel robot performanslarıyla adlarından söz ettirdi.

FMV Işık Okulları'nın FLL'deki Üstünlüğü FMV Işık Okulları, dört kampüsüyle yarışmaya katılarak büyük bir rekabetin yaşandığı turnuvada olağanüstü dereceler elde etti:

  • Ispartakule Kampüsü:

    • 🏆 Robot Performans Birincilik Ödülü: Takım, teknik bilgi ve stratejik düşünme becerileriyle en yüksek puanı alarak şampiyon oldu.

    • 🏆 Turnuva Üçüncülük Ödülü: Genel başarılarıyla turnuvanın en iyi üç takımı arasına girerek büyük bir başarıya imza attı.

  • Florya Kampüsü:

    • 🏆 Turnuva İkincilik Ödülü: Üstün proje çalışmaları ve robotik yetenekleriyle turnuva ikincisi olmayı başardı.

    • 🏆 Robot Performans İkincilik Ödülü: Robotlarının teknik donanımı ve başarılı programlaması sayesinde ikinci sırada yer aldı.

  • Erenköy Kampüsü:

    • 🏆 Proje Üçüncülük Ödülü: Yenilikçi ve yaratıcı proje sunumları, jüri tarafından büyük beğeni topladı ve üçüncülük ödülüne layık görüldü.

  • Nişantaşı Kampüsü:

    • 🏆 Aslan Koç Ödülü: Takım koçunun liderlik, rehberlik ve ilham verici yaklaşımı sayesinde bu özel ödülü kazandı.

VEX Robotics’te de Büyük Başarı! FMV Işık Okulları öğrencileri, sadece FLL’de değil, aynı zamanda uluslararası VEX Robotics yarışmalarında da büyük başarılar elde etti. Teknoloji ve mühendislik becerilerini en iyi şekilde sergileyen öğrencilerimiz, aldıkları ödüllerle bizleri gururlandırdı:

Ispartakule Kampüsü   Nişantaşı Kampüsü

  • Ispartakule Kampüsü:

    • 🏆 Innovate Award: Yenilikçi ve yaratıcı mühendislik çözümleriyle bu prestijli ödülü kazanarak VEX Ulusal Finaline katılma hakkı kazandı!

  • Nişantaşı Kampüsü:

    • 🏆 Build Award: Mekanik tasarımda üstünlüklerini kanıtlayarak bu ödülü kazandılar.

Geleceğin Liderleri Burada Yetişiyor! FMV Işık Okulları olarak, öğrencilerimizin bilim ve teknoloji alanındaki başarılarını desteklemeye devam ediyoruz. FLL ve VEX Robotics yarışmalarında kazandığımız bu büyük zaferler, onların mühendislik ve inovasyon alanındaki potansiyellerini gözler önüne serdi. Bu başarı, gelecekte daha büyük projelere ve dünya çapında inovasyonlara ilham olacak!

Öğrencilerimizi, onlara rehberlik eden öğretmenlerimizi ve destek veren tüm velilerimizi yürekten tebrik ediyoruz! 

[ Değiştirildi: Perşembe, 6 Mart 2025, 8:40 AM ]
 
Dünyadaki herkese

Teknoloji her geçen gün gelişirken eğitim dünyası da bu değişime ayak uyduruyor. Son dönemde biz öğretmenlerin işini kolaylaştıran yapay zekâ araçları arasında Brisk AI oldukça dikkat çekiyor. Peki, Brisk AI nedir ve nasıl kullanılır? Bu yazımızda Brisk AI’ı birlikte keşfedelim.

Brisk AI Nedir?

Brisk AI, öğretmenler için özel olarak tasarlanmış bir yapay zekâ destekli soru hazırlama aracı. En büyük avantajlarından biri, öğretmenlerin müfredatlarına uygun sorular üretmesine yardımcı olması. Özellikle fizik gibi disiplinlerde kavramları test etmek için kullanışlı bir araç sunuyor.

AD_4nXfbXDXd_0Kj8I2rLOKyBpwFWAba0uLTKTHqU4fc5qDisTAAB4hhbW49MHwxiQR3-mw8z7VdxeUQM6BTKTwiUVKWKFLgiK7c5WYkDaQRNS3_jxDGRrxfrOQoqrYFFxTzxWXIr35q?key=IakrVlxbpq2jcNlQJ42RLNIH

Brisk AI ile Nasıl Soru Hazırlanır?

Brisk AI’ın en güzel yanlarından biri, sadece metinlerden değil, aynı zamanda YouTube’daki ders videolarından da soru üretebilmesi. Yani, bir fizik dersine ait bir YouTube videosunun bağlantısını Brisk AI’a verdiğinizde, sistem videodaki içerikleri analiz edip uygun sorular oluşturabiliyor. İşte Brisk AI ile soru hazırlamanın temel adımları:

  1. Giriş Yapın – Brisk AI platformuna kaydolun veya giriş yapın.

  2. Kaynak Belirleyin – Bir metin, konu başlığı veya YouTube videosu seçin.

  3. Soru Türünü Seçin – Çoktan seçmeli, açık uçlu veya doğru-yanlış gibi soru türlerinden birini belirleyin.

  4. Sorularınızı İnceleyin – Oluşturulan soruları gözden geçirerek dersinize uygun hale getirin.

  5. Düzenleyin ve Kaydedin – Gerekirse soruların zorluk seviyesini değiştirin veya açıklamalar ekleyin.

Örnek Uygulama: Fizik Dersi İçin Soru Hazırlamak

Örneğin, 11. sınıfta "Basit Harmonik Hareket" konusunu işliyorsunuz diyelim. Brisk AI’a konu başlığını yazabilir veya ilgili bir YouTube ders videosu bağlantısı ekleyerek sorular üretebilirsiniz. Yapay zekâ, bu konuyla ilgili aşağıdaki gibi sorular oluşturabilir:AD_4nXdpAdgpnDFvQpzyZmmKVB_p3yyMaoMjgXznze3btoRpRNP7t4dzykwhefO-3DKvYvNHj7o1UCRQG76X0toO9zfDzzlR-7txSgtqqFB0IEFXedgfF4QaTLwm9B2d-NhZDtwwbeAE?key=IakrVlxbpq2jcNlQJ42RLNIH

  • Basit harmonik hareketin temel denklemi nedir?

  • Bir yay sarkacının periyodu hangi değişkenlere bağlıdır?

  • Aşağıdakilerden hangisi basit harmonik hareket yapan bir sistem değildir?

Hazırlanan sorular üzerinde küçük değişiklikler yaparak kendi anlatımınıza en uygun hale getirebilirsiniz.

Avantajlar ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Brisk AI, öğretmenlere zaman kazandıran güçlü bir araç olsa da her yapay zekâ uygulamasında olduğu gibi bazı noktalara dikkat etmek gerekiyor:

  • Akademik Doğruluk: Oluşturulan soruları mutlaka kontrol edin. Yapay zekâ bazen yanlış veya eksik bilgiler üretebilir.

  • Öğrenci Seviyesine Uygunluk: Soruların öğrencilerinizin seviyesine uygun olup olmadığını gözden geçirin.

  • Etik Kullanım: Yapay zekâdan alınan soruları doğrudan kullanmak yerine kendi yorumlarınızla zenginleştirin.

Brisk AI, fizik gibi kavramsal derslerde öğretmenlerin işini büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Hem zamandan tasarruf sağlıyor hem de ders içeriklerine uygun soru hazırlama sürecini hızlandırıyor. Yapay zekâyı bilinçli bir şekilde kullanarak derslerinizi daha verimli hale getirebilirsiniz.

 
Dünyadaki herkese

Eğitim dünyasında teknolojik ilerlemeler, öğrenme yöntemlerini sürekli olarak dönüştürmekte ve geliştirmektedir. Yapay zekâ (YZ), öğrencilerin bireysel öğrenme süreçlerine uyum sağlayarak onlara daha kişiselleştirilmiş bir eğitim deneyimi sunmaktadır. Matematik eğitimi de yapay zekâ destekli uygulamalar sayesinde daha interaktif ve anlaşılır hale gelmektedir.

 

YZ, matematikteki soyut kavramları daha somut hale getirmek için güçlü araçlar sunmaktadır. Örneğin, cebir, geometri ve istatistik gibi alanlarda YZ tabanlı sistemler, karmaşık hesaplamaların ve modellerin görselleştirilmesini kolaylaştırmaktadır. Öğrencilerin matematik öğrenim süreçlerini destekleyen bu sistemler, anlık geri bildirimler sunarak problem çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda öğretmenler, yapay zekâ destekli araçları kullanarak ders içeriklerini daha dinamik hale getirebilir ve öğrencilerin ilerlemelerini detaylı bir şekilde takip edebilir.

 

Matematik eğitiminde kullanılan birçok yapay zekâ aracı bulunmaktadır. Photomath, öğrencilerin matematiksel ifadeleri mobil cihazlarıyla tarayıp adım adım çözümlerine ulaşmasını sağlamaktadır. Wolfram Alpha, ileri düzey matematiksel hesaplamalar yaparak öğrencilere teorik bilgileri pratik örneklerle sunmaktadır. Symbolab, türev, integral ve denklemler gibi konularda ayrıntılı çözümler sunarak öğrencilerin kavramsal anlayışlarını pekiştirmektedir. GeoGebra, interaktif grafikler ve dinamik görsellerle geometri ve fonksiyonlar gibi konuların daha iyi kavranmasına olanak tanımaktadır. Khan Academy, öğrencilere kişiselleştirilmiş eğitim imkânı sunarken, Socratic by Google yapay zekâ desteğiyle öğrencilerin anlamakta zorlandıkları konulara rehberlik etmektedir.

 

Matematik eğitiminde yapay zekâ, öğrencilerin analitik düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine büyük katkı sağlamaktadır. Mantıksal akıl yürütme ve modelleme süreçlerinde YZ destekli araçlar, konuların daha anlaşılır hale getirilmesini kolaylaştırmaktadır. Bu sayede, öğrenciler soyut kavramları daha somut ve uygulanabilir bir bağlamda öğrenebilmektedir.

 

Öğretmenler için de YZ büyük kolaylıklar sunmaktadır. Öğrencilerin bireysel gelişimlerini analiz eden bu sistemler, öğretmenlerin her öğrencinin ihtiyacına uygun geri bildirim vermesini sağlamaktadır. Böylece, derslerin kişiye özel olarak uyarlanması ve sınıf içi farklılıkların daha etkin yönetilmesi mümkün olmaktadır.

 

Sonuç olarak, yapay zekânın matematik eğitimine entegrasyonu, hem öğrencilerin öğrenme deneyimini güçlendiren hem de öğretmenlerin iş yükünü hafifleten bir unsurdur. Bilinçli ve doğru kullanıldığında, yapay zekâ, matematik eğitimini daha erişilebilir, etkileşimli ve verimli hale getirebilir. Bu yenilikçi teknoloji, öğrencilerin geleceğe daha donanımlı bireyler olarak hazırlanmasına önemli katkılar sunmaktadır.

 

[ Değiştirildi: Pazartesi, 3 Mart 2025, 8:06 AM ]
 
Dünyadaki herkese

Teknoloji çağında bilgiye erişim hızlandıkça eğitimde de yenilikçi yöntemlere ihtiyaç artıyor. Yapay zekâ (AI), bu değişimde önemli bir rol oynayarak biz öğretmenlerin işini kolaylaştırıyor ve öğrenciler için kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunuyor. Peki, yapay zekâ destekli öğretim araçları sınıflarımızda nasıl bir fark yaratıyor?

 

Eğitimde Yapay Zekânın Rolü

 

Yapay zekâ; verileri analiz etme, problem çözme ve öğrenme süreçlerini otomatikleştirme gibi yetenekleri sayesinde, eğitimde hem öğretmenler hem de öğrenciler için önemli bir yardımcı haline gelmiştir. AI, öğretim materyallerinin hazırlanmasından, öğrenciye özel geri bildirim verilmesine kadar pek çok alanda kullanılmaktadır.

 


Derslerde Kullanılabilecek Yapay Zekâ Destekli Araçlar

 

  1. ChatGPT:

     

  • ChatGPT

     

  • Öğrencilere hızlı ve doğru bilgi sunarak, araştırmalarında yardımcı olur.

     

  • Öğretmenler için ders planı hazırlama, sınav sorusu oluşturma gibi işlerde destek sağlar.

     

Canva:

 

  • Canva

     

  •  Yapay zekâ destekli tasarım araçları ile ders içeriklerini etkili ve görsel açıdan zengin hale getirir.

     

  • Öğrenciler için proje ve sunum hazırlamada ilham kaynağıdır.

     

QuillBot:

 

  • QuillBot

     

  •  Metin düzenleme ve yeniden yazma aracı olarak öğrenci ödevlerinde veya öğretmen raporlarında zaman kazandırır.

     

ClassPoint:

 

  • ClassPoint

     

  • PowerPoint sunumlarını etkileşimli hale getirerek sınıf içi katılımı artırır.

     

Khan Academy (AI destekli):

 

  • Khan Academy

     

  •  Öğrencilerin öğrenme hızına uygun olarak kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimi sunar.

     

Edpuzzle:

 

  • Edpuzzle

     

  •  Videoların içine sorular ve etkileşim ekleyerek dersleri daha etkileşimli hale getirir.

     

Socrative:

 

  • Socrative

     

  • Gerçek zamanlı quizler ve sınavlar oluşturarak öğrenci performansını anında değerlendirme olanağı sağlar.

     

  •  

Flip (Eski Adıyla Flipgrid):

 

  • Flip

     

  •  Öğrencilerin video tabanlı yanıtlar vermesini sağlayarak sözlü ifadelere önem verir.

     

Nearpod:

 

  • Nearpod

     

  •  Sınıf içi etkileşim ve sunumları daha etkili hale getiren bir platform.

     

Grammarly:

 

  • Grammarly

     

  •  Yazıları kontrol ederek dilbilgisi ve yazım hatalarını düzeltir, öğrenciler ve öğretmenler için faydalıdır.

     


Öğrenci Başarısına ve Öğretmen Yükünü Hafifletmeye Etkisi

 

Yapay zekâ araçları sayesinde öğretmenler, zaman alan tekrarlayan görevler yerine öğrencileriyle birebir etkileşimde daha fazla zaman geçirebilir. Öğrenciler ise yapay zekâ destekli uygulamalarla ihtiyaçlarına göre uyarlanış öğrenme deneyimleri elde eder.

 

Örnek: Matematik dersinde yapay zekâ araçları, öğrencilerin zorlandığı konuları tespit edip eksiklerini gidermelerine yardımcı olabilir.

 


Etik Kullanım ve Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

 

Yapay zekâ araçlarının eğitimde kullanımı büyük fırsatlar sunsa da dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır:

 

  1. Veri Güvenliği: Öğrenci verilerinin korunması sağlanmalıdır.

     

  2. Doğru Kullanım: Yapay zekâ araçları, öğrenme sürecini kolaylaştıran bir yardımcı olarak görülmeli, öğrencinin yerine düşünmemelidir.

     

  3. Eleştirel Düşünme: Öğrencilere yapay zekâ tarafından üretilen bilgilere sorgulayıcı bir bakış açısıyla yaklaşmaları öğretilmelidir.

     


Sonuç Olarak, yapay zekâ destekli öğretim araçları, dersleri daha verimli ve etkili hale getirerek hem öğretmenlerin iş yükünü hafifletiyor hem de öğrencilerin öğrenme süreçlerini zenginleştiriyor. Geleceğin eğitim sistemini bugünden inşa etmek için yapay zekâyı bilinçli ve doğru bir şekilde kullanmamız gerekiyor.

                                                                                                                                                  E. Birsen AKIN

 

                                                                                                                                      Bilişim Teknolojileri Öğretmeni

 

 

[ Değiştirildi: Çarşamba, 26 Şubat 2025, 2:21 PM ]
 
Dünyadaki herkese

Merhaba Işık Ailesi. Sadece bir öğretmen olarak değil; bir anne, bir veli ve bu toplumda yaşayan bir
vatandaş olarak sesleniyorum. Her şeyin başı sağlık diyor, sonrasında da “eğitim”in geldiğini çok iyi
biliyoruz. 21. yüzyıl becerileriyle çocuklarımızı donatıyoruz, yapay zekâlarla kapasiteleri arttırmaya
çalışıyoruz, dijital dünya ile yüzümüzü ileri bir çağa çeviriyoruz. Tüm kişilik özelliklerimle hepsini canı
gönülden destekliyorum ama resme büyük bakarken çok küçük temel taşlarının da yine o resimden
çıkmaması gerektiğini düşünüyorum. Eğitimin vazgeçilmesi olması gereken, küçük ama temel taşı
olan iki unsur: oyun ve kitaplar.
Bir Türkçe öğretmeni klişesi olarak “kitapların büyüsünü” kaleme almasaydım olmazdı. Ama önce
“oyun” kısmına parantez de açmak gerekir. Ben sokaklarda oyunla büyüyen bir neslin temsilcisiyim.
Yeni bir nesilde ise veli olarak “oyun”la haşır neşir oldum. Daha doğrusu olmaya çalıştım. Benim
çocuğum benim çocukluğum gibi “sokak” kokmadı ne yazık ki ama “oyun” kelimesinin kuvvetini
biliyor. Kitap ise başka. Bambaşka. Daha bir kutsal benim için. Ekran çocuklarına kitap okutmak
şimdiki dünyada zor ama imkansız değil. Çocuklarımıza nasıl kitap okutalım değil yazımın ana fikri.
Önce “biz”den başlayalım.
Bir eğitimci olarak eğitime gönül vermiş bir isimden bahsetmek istiyorum: Ahmet Şerif İzgören. Önce
sosyal medyaya düşen konuşma videolarıyla tanımıştım kendisini. Sonra kitaplarıyla buluştum.
“Masallarda Bir Peri Çıkar Karşınıza Gerçek Hayatta Öğretmen”. Hayatıma, mesleğime dokunan öyle
kuvvetli bir kitap oldu ki. Tüm öğretmen arkadaşlarıma okutmuştum kitabı. Mesleğimde ne zaman
umutsuzluğa düşsem her sayfasında altını çizdiğim hikâyeler ışık oldu karanlığıma. Bu topraklarda
birçok çocuğa, kadına, köy halkına dokunmuş nice öğretmenlerin başarı dolu hikayesine tanık oldum.
Sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanına uzanmış koca yürekli öğretmenleri de tanıdım. Bu
hikayelerden feyz almak yolumu açtı bir anlamda. Sonra “Süperman Türk Olsaydı Pelerinini Annesi
Bağlardı” adlı kitabı okumadan geçemezdim. Bu sefer de eğitime bir veli gözüyle bakmamı sağladı.
Yine satırların altları çizildi, yine dersler çıkarıldı. Ve kitap yine tavsiye edildi çokça.
Sonra küçük şehrimin butik kitapçısının vitrininde hızlı bir kitap taraması yaparken “Ahmet Şerif
İzgören” ismini görünce kitabın adına bakmadan kitapçıya girdim ve “Ahmet Hoca’nın kitabını
istiyorum.” dedim. Yeni kitabı çıkmış ve kitabın adını hâlâ bilmiyordum. Gerek de yoktu o an için. Ne
yazdıysa yine ufuk açıcıdır dedim. Kitabın ödemesini yaparken okudum kitabın adını: AT ŞU ADIMI.
Öyle de yapmıştım. Kitapçıdan içeri adım atmamıştım sadece. Bir öğretmen, bir anne ve bir yurttaş
olarak da attığım adımlar vardı aslında. İşte “bir kitap okudum, hayatım değişti” öyküsü. O değişen
hayatın içeriği bana kalsın. gülüyor
Çok karakterli hikâyeler, çok yalın bir dille kaleme alınmıştı her üç eserde de. “Önsöz”ü okurken bile
uçakta, Ahmet Hoca’nın yanında sohbet ediyormuşsunuz hissine kapılabilirsiniz. Altını çizeceğiniz çok
güzel özlü sözler ve gerçek hayatlar var bu kitaplarda. Eğitimi dert edinmiş insanlar için başucu
kitapları bunlar. Artık kişisel değil, toplumsal gelişelim Azizim.
Saygılar, Azizim!

Günay Miray GÖK
Türkçe- Öğretmeni

 
Dünyadaki herkese

Ağrı Kesicilerin Tarihsel Gelişimi

Günümüzde çok fazla insan, günlük yaşamında karşılaştığı stres ve fiziksel rahatsızlıklar ile başa çıkmak için ağrı kesicilere başvuruyor. Ancak, bu durum sadece günümüz çağına özgü değildir. Tarih boyunca insanlar, doğal yöntemlerden modern farmasötik ürünlere kadar farklı yollarla ağrıyı hafifletme arayışında bulunmuştur. Bunun en çarpıcı kanıtlarından biri, Antik Yunan, Roma ve Mısır medeniyetlerinde ağrı kesici olarak kullanılan doğal maddeler ile modern ağrı kesicilerin etken maddelerinin benzerlik göstermesidir.

Antik Dönemde Ağrı Kesiciler

Bir gün, bir Mısır bilimcisi, pazarda gezerken eski dönemlerden kalma bir papirüs alır. Bu papirüs, bir çay tarifini içermektedir ve bu çay, ağrı kesici olarak kullanılmaktadır. Söğüt ağacı yapraklarından demlenen bu çay, o dönem insanının doğal şifa kaynaklarından biri olmuştur. Söğüt ağacı, içerdiği salisin maddesi sayesinde ağrı kesici özellik taşımaktadır.

Modern Dönemde Ağrı Kesicilerin Gelişimi

Yüzyıllar sonra, 19. yüzyılda, Alman bir kimyacı söğüt ağacı kabuğundaki salisini izole etmeyi başarır. Bu madde, ilk kez "salisilik asit" olarak ağrı kesici formülasyonlarda kullanılmış, ancak mide üzerindeki yan etkileri nedeniyle ciddi sorunlara yol açmıştır. Bu sorunun üstesinden gelmek için, daha az zararlı bir türevi olan asetilsalisilik asit (ASPİRİN) geliştirilmiştir. Aspirin, 1899 yılında Bayer Şirketi tarafından piyasaya sürülmüş ve halen dünyanın en yaygın kullanılan ağrı kesicilerinden biri olarak bilinmektedir.

Ağrı Kesicilerin Güncel Kullanımı ve Etkileri

Günümüzde ağrı kesiciler, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ), parasetamol ve opioidler gibi çeşitlere ayrılmıştır. Her birinin farklı etkileri ve kullanım alanları bulunmaktadır. Ancak, bu ilaçların yan etkileri de dikkate alınmalıdır. Örneğin, NSAİİ'ler uzun süreli kullanımda mide ve bağırsak sorunlarına neden olabilirken, opioidler bağımlılık riski taşımaktadır.

Sonuç

Her ne kadar modern tıp, ağrı kesici yöntemlerde büyük ilerlemeler kaydetmiş olsa da, bu ilaçların bilinçli ve dikkatli bir şekilde kullanılması önemlidir. Tarihsel olarak doğal yöntemlerden bugünün ileri teknoloji ilaçlarına kadar uzanan bu serüven, insanoğlunun şifa arayışındaki yaratıcılığını göstermektedir. Ağrısız ve sağlıklı bir yaşam dileğiyle...

Kaynaklar

  1. Sneader, W. (2000). "The Discovery of Aspirin: A Reappraisal." BMJ, 321(7276), 1591-1594.

  2. Vane, J. R., & Botting, R. M. (1995). "New Insights into the Mode of Action of Anti-inflammatory Drugs." Inflammation Research, 44(1), 1-10.

  3. Norn, S., Kruse, P. R., & Kruse, E. (2009). "History of Opiates and Analgesics." Dansk Medicinhistorisk Arbog, 37, 79-100.

 

 
Dünyadaki herkese

Veliaht Dipçin

 

 

Yapay Zekâ ile Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme

 

 

 

 Geleceğin Eğitim Sistemine Doğru

 

Eğitimde dijitalleşme hızla ivme kazanırken, yapay zekâ teknolojileri öğrenme süreçlerini ve ölçme-değerlendirme yaklaşımlarını köklü bir şekilde dönüştürüyor. Geleneksel yöntemlerin sınırlarını genişleten yapay zekâ, bireyselleştirilmiş öğrenme yolları, anlık geri bildirim ve veri odaklı analizlerle eğitim sistemine yeni bir boyut kazandırıyor.

 

image.png

 

Yapay Zekâ ve Ölçme-Değerlendirme: Neler Mümkün?

 

Yapay zekâ, sadece test sonuçlarını analiz eden bir araç olmaktan öte, öğrencinin öğrenme sürecini daha derinlemesine anlamayı mümkün kılan bir teknoloji olarak öne çıkıyor. İşte yapay zekanın ölçme ve değerlendirmedeki temel katkıları:

 

  • Bireyselleştirilmiş Değerlendirme
    Geleneksel testler her öğrenciye aynı soruları yöneltirken, yapay zekâ öğrencinin bireysel öğrenme hızını, güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek kişiye özel sorular oluşturabiliyor. Örneğin, bir dil öğrenme uygulaması, öğrencinin hatalarına göre dinamik bir test hazırlayarak, eksik olduğu konuları hedef alabilir.

     

  • Anlık Geri Bildirim ve Performans İzleme
    Yapay zekâ tabanlı sistemler, öğrencilerin bir görevi tamamladıktan hemen sonra detaylı geri bildirim sunabilir. Bu geri bildirim, yalnızca doğru veya yanlış cevapları göstermekle kalmaz, aynı zamanda öğrencinin hatasının kaynağını açıklayarak öğrenme sürecini iyileştirebilir.

     

  • Büyük Veri Analizi ile Sistemsel İyileştirme
    Eğitim sisteminde büyük veri analizi, sınıf düzeyinden ulusal düzeye kadar geniş kapsamlı analizler yapılmasını sağlar. Örneğin, bir ülkede uygulanan bir sınavın sonuçları, yapay zekâ sayesinde detaylı şekilde analiz edilerek hangi bölgelerde hangi konularda eksiklik olduğu belirlenebilir.

     

  • Alternatif Değerlendirme Yöntemleri
    Yapay zekâ, geleneksel testlerin ötesine geçerek daha yaratıcı ve beceri odaklı değerlendirmeler yapılmasına imkân tanır. Örneğin, öğrencinin bir yazılım geliştirme projesindeki kodlama becerisi veya bir sunumdaki iletişim yeteneği, yapay zekâ destekli algoritmalarla değerlendirilebilir.

     

 

 

Örnek Uygulamalar

 

  • Otomatik Test Değerlendirme
    Yapay zekâ, yazılı sınavların ve kompozisyonların değerlendirilmesinde kullanılabilir. Doğal dil işleme (NLP) teknolojisi, öğrencinin yazılı cevaplarını analiz ederek dilbilgisi, içerik ve mantıksal akış açısından puanlama yapabilir.

     

  • Adaptif Test Sistemleri
    Eğitimde sıkça kullanılan adaptif testler, yapay zekâ algoritmaları sayesinde öğrencinin performansına göre zorluk seviyesini dinamik olarak ayarlayabilir. Bu, hem öğrencinin potansiyelini tam anlamıyla ölçmek hem de test süresini daha verimli kullanmak açısından oldukça etkilidir.

     

  • Video ve Ses Analizi ile Değerlendirme
    Yapay zekâ, öğrenci sunumlarını analiz ederek jest, mimik, ses tonu ve ifade yeteneği gibi detayları değerlendirip gelişim alanlarını belirtebilir. Bu tür teknolojiler, özellikle iletişim becerilerinin ölçümünde büyük avantaj sağlar.

     

  • Oyunlaştırma ve Sanal Gerçeklik Değerlendirmesi
    Yapay zekâ tabanlı oyunlaştırılmış ortamlar, öğrencilerin problem çözme, yaratıcılık ve eleştirel düşünme gibi üst düzey becerilerini değerlendirmek için kullanılıyor. Sanal gerçeklik destekli simülasyonlar ise özellikle mühendislik, tıp ve mesleki eğitim alanlarında uygulamalı değerlendirmeler yapılmasını mümkün kılıyor.

     

 

image%20%281%29.png

 

 

Yapay Zekâ Destekli Ölçme ve Değerlendirmenin Faydaları

 

  • Daha Objektif Değerlendirme: İnsan faktöründen kaynaklanan önyargıların önüne geçer.

     

  • Zaman ve Kaynak Verimliliği: Özellikle kalabalık sınıflarda değerlendirme süresini büyük ölçüde kısaltır.

     

  • Birey ve Toplum Odaklı Gelişim: Her bireyin öğrenme ihtiyaçlarına uygun çözümler sunar ve bu bireysel gelişimi toplumsal kalkınmaya dönüştürür.

     

 

 

Karşılaşılan Zorluklar

 

Her ne kadar yapay zekâ eğitimde devrim niteliğinde bir araç olsa da, beraberinde bazı etik ve teknik sorunlar getirmektedir:

 

  • Veri Gizliliği: Öğrencilerin kişisel verilerinin korunması, bu sistemlerin kullanımında önemli bir endişe kaynağıdır.

     

  • Eşitsizlik Riski: Teknolojiye erişim farklılıkları, bu tür sistemlerin eşit şekilde uygulanmasını zorlaştırabilir.

     

  • Algoritma Şeffaflığı: Değerlendirme sonuçlarının nasıl oluştuğunun açıklanabilir olması gerekmektedir.

     

Sonuç

 

Yapay zekâ, eğitimde ölçme ve değerlendirme süreçlerini daha etkili, bireyselleştirilmiş ve objektif hale getirme potansiyeline sahiptir. Ancak bu dönüşümün sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi, teknolojinin etik ve adil bir çerçevede kullanılmasıyla mümkündür.

 

Eğitimciler, teknoloji geliştiricileri ve politika yapıcılar, bu süreci ortak bir anlayışla yönettiği takdirde, yapay zekâ destekli değerlendirme, sadece bugünün değil geleceğin eğitim sistemini de şekillendirecek güçlü bir araç olacaktır.

 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), yapay zekâ destekli ölçme ve değerlendirme yöntemlerine yönelik yenilikçi çalışmalara odaklanıyor. Bu bağlamda, özellikle sınavların planlanması, soruların hazırlanması, öğrenci performanslarının daha hassas ölçülmesi ve sınav sonuçlarının analiz edilmesi gibi süreçlerde yapay zekâ teknolojilerinin etkin kullanımı hedefleniyor.

 

MEB Çalışmaları:

 

  • Eşitlik ve Erişilebilirlik: Yapay zekâ, sınavlarda bireyselleştirilmiş test yapıları geliştirerek öğrencilerin farklı öğrenme ihtiyaçlarına uygun değerlendirme yöntemleri sunmayı amaçlıyor. Bu, özellikle Liselere Geçiş Sistemi (LGS) gibi sınavlarda uygulanıyor.

     

  • Yapay Zekâ Destekli Sorular: Öğrenci performansını, detaylı analiz eden ve öğrenme eksikliklerini belirlemeyi sağlayan sistemler geliştiriliyor.

     

 

image%20%282%29.png

ÖSYM Çalışmaları:

 

  • Sınav Güvenliği ve Objektiflik: Yapay zekâ sayesinde sınav soruları daha güvenli hale getiriliyor ve objektif değerlendirme sistemleri tasarlanıyor. Örneğin, optik okuma hatalarını en aza indiren ve sınav güvenlik risklerini analiz eden yapılar geliştirilmekte.

     

  • Yapay Zekâ ile Ölçme Değerlendirme Sempozyumları: ÖSYM’nin 50. yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen uluslararası sempozyumlarda yapay zekânın eğitimdeki yeri ve kullanım olanakları ele alınmıştır. Önde gelen uzmanların katkısıyla bireyselleştirilmiş değerlendirme ve yenilikçi ölçme yöntemleri üzerinde çalışılıyor.

     

Bu çalışmalar sayesinde Anadolu liselerine ve Üniversiteye geçişlerde, bu sistemlerin hayatımızda olacağı kesinleşmiştir. Bu bilgiler ışığında biz eğitimcilerin, öğretimi planlarken öğrencilerimize katmamız gereken beceri ve bilgilileri belirleyip, öğretim süreçlerimize dahil etmemiz gerekmektedir.

 

Yapay zekanın, yapay olmayan hayatımıza renk ve değer katması ümidiyle…

 

 

 

[ Değiştirildi: Cuma, 27 Aralık 2024, 2:26 PM ]
 
Dünyadaki herkese

Ben sizlerle FMV Işık Erenköy Ortaokul Lego Robotik Kulübü "Bright Minds" takımının 3 Şubat 2024 tarihinde Yeditepe Üniversitesi'nin ev sahipliğini yaptığı Bilim Kahramanları Buluşuyor / FIRST ® LEGO® League Challenge 1. İstanbul Ortaokul Yerel Turnuvasında 32 takım arasında Yenilikçi Proje 1.lik Ödülünü kazanmasını sağlayan Scribble Museum projelerini ve sürecini anlatacağım.

İnsanların sanat ile bağlarını güçlendirmek amacıyla bu proje yaratıldı. Öncelikle insanların bir müze sergisiyle etkileşime girmesine yardımcı olmak için ne tür teknolojiler kullanılıyor? sorusu araştırıldı. Bir tablet uygulaması geliştirme üzerine düşünüldü. Bu uygulama zaten telif hakları alınmış sanat eserlerini yapay zeka ile tanımlamış, içerisinde çizim programını barındıran ve sonrasında bir karşılaştırma yapacak olan uygulamaydı. Böyle bir uygulamanın müzelerde bulunmaması bizi heyecanlandırdı. Önce birkaç yazılımcı ile işbirliği yapıldı, projemizi anlatarak projemizdeki tablet uygulamasının nasıl yapılabileceği ve yapılabilme durumunun olabileceği öğrenildi.

Uygulamamızı tasarladıktan sonra bir müze gezisi planlandı ve İstanbul Modern Sanat Müzesi’ne gidildi. Modern İstanbul müzesinde varolan ve geçmişte gerçekleştirilmiş teknolojik uygulamalar öğrenildi, projemizden bahsettik.

Bu uygulama özellikle de çocukları oyunlaştırma ile sanata çekecek ve eserle girdiği etkileşim sonucunda öğrenmenin kalıcığı artacaktı. Uygulamayı kullanan kişi, sanat eseri sahibine-sanatçıya empati sağlayabilecek aynı zamanda da elde ettiği sonuçla pozitif bir duyguya sahip olacaktı.

Uygulamamız android tabletimizde yerel android uygulaması olarak tasarlanmıştır. Ana ekranda kullanıcının mail adresi yaptığı çalışmanın uygulama sonunda iletilmesiiçin isteniyor. Ekranda yapay zekaya tanımlanmış 5 adet sanat eserinden birinin seçilmesi isteniyor. Çizim uygulaması ekranı karşımıza çıkıyor ve kişi sanat eserini çizmeye çalışıyor. Buradaki karalamalar için açık kaynaklı bir kitaplıkta bulunan çizim uygulamalarının kullanılabileceğini öğreniyoruz. Çizim tamamlandıktan sonra görüntü karşılaştırma ekranı çıkıyor. Benzerlik karşılaştırmasına yönelik uygulamaya derin öğrenme modeli eklenmiş oluyor.

Bu sene yine aynı takımımızla yerel turnuvalara tekrar katılım sağlayacağız. Başarılı ve yaratıcı bu güzel takıma desteklerinizi bekleriz. 

[ Değiştirildi: Cuma, 27 Aralık 2024, 1:46 PM ]
 
Dünyadaki herkese

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisinde Yapay Zeka Destekli Ders İçeriği ve Chatbot Kullanımı

Günümüz dünyası, dijital teknolojilerin eğitime entegrasyonu konusunda hızlı bir dönüşüm
yaşıyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri de bu yeniliklerden nasibini alarak daha etkin ve
çekici bir hale gelebilir. Yapay zeka (YZ) destekli öğrenme materyalleri ve chatbotlar,
öğrencilerin bu alandaki soyut kavramları anlamasını kolaylaştırabilir. Bu yazıda, Mizou gibi
platformlardan yararlanarak bir chatbot tasarlamanın, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
derslerinde ne gibi katkılar sağlayabileceğini ele alacağız.

yapay zeka

Yapay Zeka ile Zenginleştirilmiş Ders İçerikleri

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde, öğrenciler genellikle soyut kavramları anlamakta ve
bu kavramları günlük hayatla ilişkilendirmekte zorlanır. YZ destekli öğrenme materyalleri,
kavramı somut örneklerle açıklayarak bu sıkıntıları hafifletebilir. Örneğin, öğrencilere empati
ya da hoşgörü gibi kavramları açıklarken interaktif hikâyeler ve senaryolar sunulabilir. YZ,
öğrencilerin verdiği cevaplara göre ders içeriğini kişiselleştirerek, her öğrencinin öğrenme
düzeyine uygun çözümler sunabilir.

yapay zeka

Mizou Platformunda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersine yönelik Chatbot Tasarımı

Mizou gibi chatbot geliştirme platformları, kullanıcı dostu arayüzleryle hem öğretmenlerin
hem de öğrencilerin işini kolaylaştırabilir. Bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi chatbotu, şu
adımlarla tasarlanabilir:

1. Amaç ve Hedeflerin Belirlenmesi: Chatbotun hangi konuları kapsayacağı ve hangi
seviyede bilgi sunacağı netleştirilmelidir. Örneğin, 6. sınıf seviyesinde bir chatbot,
temel dini kavramları (iman, ibadet, ahlak) ve günlük hayatta uygulanabilir ahlaki
çıkarımları ele alabilir.
2. Senaryo ve Diyalog Tasarımı: Chatbotun öğrenciyle kuracağı diyaloğlar, sürekli
öğrenmeyi desteklemelidir. Örneğin, “Bir arkadaşının yardıma ihtiyacı olduğunda ne
yapardın?” gibi sorular sorarak empati kavramını sorgulatabilir.
3. Etkileşimli Materyaller: Resimler, videolar ve kısa bilgi kartları gibi multimedya
öğeler chatbot deneyimini zenginleştirir. Örneğin, çocukların Kur’an’da bahsedilen
temel kavramlarla ilgili sorulara cevap verebileceği interaktif bir bölüm eklenebilir.
4. Geribildirim ve Güncellemeler: Chatbot kullanıcı geri bildirimlerine dayalı olarak
sürekli geliştirilmelidir. Dinamik bir yapı, öğrenci motivasyonunu artırabilir.

Chatbot Kullanımının Faydaları

Anlamaya Yönelik Destek: Öğrenciler, zorlandıkları kavramları chatbot yardımıyla
tekrar gözden geçirebilir.

Eğlenceli Öğrenme: Etkileşimli bir chatbot, klasik ders anlatımlarına göre daha çekici
olabilir.

Bireyselleştirilmiş İçerik: Her öğrenicinin seviyesine uygun bir çalışma sunar.

Zamandan Tasarruf: Öğretmenlerin rutin sorulara ayırdığı zamanı azaltır ve
derinlemesine tartışmalara olanak tanır.

yapay zeka

Sonuç


Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde yapay zeka ve chatbot kullanımı, öğrencilerin
kavramları anlamasını ve bu bilgileri günlük hayatlarında uygulamasını kolaylaştırabilir.
Mizou gibi platformlar, bu konuda yenilikçi bir çözüm sunar. Ancak bu teknolojilerin etkin bir
şekilde kullanılması için, öğretmenlerin de bu yeniliklere adapte olması ve yaratıcı bir bakış
açısı geliştirmesi önemlidir. Teknolojiyi pedagojik yaklaşımlarla harmanlamak, geleceğin
eğitim modellerini bugünden hayata geçirmek anlamına gelir.

Chatbot Link: https://mizou.com/preview-bot?ID=47085

[ Değiştirildi: Cuma, 27 Aralık 2024, 12:57 PM ]
 

  
loader image