Teknolojinin Eğitim Sürecindeki Entegrasyonu ve Yeri
Geçmişten geleceğe eğitimle aydınlanmayı hedef haline getirmiş ve hayat boyu öğrenen birey profillerini yetiştirmeyi ilke edinen FMV Işık Okullarında teknoloji kavramı, eğitim öğretim sürecinin içerisinde çok önemli bir araç olarak görülüyor.
21. yüzyıl becerilerine hitap eden ve çağın gerekliklerine uygun bir eğitim anlayışında teknolojinin, eğitim öğretim sürecine entegre edilebilmesi çok önemlidir. Bu entegre sürecinin doğru bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için pedagojik bakış açısına sahip olunması gerekir. Teknoloji kavramı, yaklaşım, öğrenme modeli, öğrenme yöntemi gibi unsurlarla beraber aynı zamanda pedagojik olarak da ilişkilendirilmelidir. Teknolojinin eğitim sürecindeki entegrasyonunda önemli olan ilk unsur ise öğretmenlerin veya uygulayıcıların, kendi teknolojik pedagojik alan bilgilerini analiz edebilmeleridir. Ardından mevcut ders konusunun öğrenme çıktılarına ulaşabilmek için teknolojiden yararlanıp yararlanılmayacağına, teknolojinin bu konu özelinde avantaj sağlayıp sağlayamayacağına karar verilmelidir. Eğer bu noktada avantajlı yönler daha fazla ise konunun kazanımları ve değerlendirme yöntemleri belirlenmelidir. Sonrasında da teknoloji entegrasyonunun stratejileri tasarlanmalıdır. Devamındaki süreçte de belirlenmiş olan kazanıma, değerlendirme yaklaşımına ve stratejilere uygun olarak öğretim ortamının hazırlanması gerekir. Son olarak da tüm bu teknoloji entegrasyonu sürecinin, kontrol edilmesi, değerlendirilmesi, çıkan sonuçlara göre revizelerin gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir. Teknoloji entegrasyonu bilgisinin, öğretmenin kendi alan bilgisi ve bilgilerin aktarımında ihtiyaç duyduğu pedagojik bilgisiyle bütünleşmesi eğitimin niteliği ile kalitesini son derece arttıracaktır. Teknoloji, alan ve pedagoji bilgilerinin harmanlanabilmesi, 21. yüzyılın becerilerine hitap eden bir eğitim anlayışının oluşması için çok önemlidir.
Teknolojik pedagojik yaklaşımların içeriğinde ise harmanlanmış öğrenme, ters yüz edilmiş sınıflar, oyun tabanlı öğrenme, çevrimiçi öğrenme, web 2.0 araçları destekli öğrenme, robotik, arttırılmış gerçeklik, yapay zeka gibi birçok öğrenme modelleri ve yöntemleri bulunmaktadır. Tüm bu yaklaşımların mevcut şartlara, var olan ihtiyaçlara, fiziki dinamiklere, ulaşılmak istenen öğrenme çıktılarına göre düzenlenmesi ve kullanılması çok önemlidir. Bu kriterlere dikkat edilerek oluşturulmuş bir eğitim ortamının kalitesi oldukça yüksektir. Var olan imkanlarla, doğru zamanda doğru aracı veya yöntemi kullanabilmek değerli bir beceridir. Dersin dikkat çekme aşamasından değerlendirme kısmına, sınıf yönetiminden öğrenci merkezli bir öğretim ortamı oluşturulmasına dek eğitim sürecinin her adımında kullanılabilecek teknolojik unsurların, bir amaç değil araç olduğu kesinlikle unutulmamalıdır. Özetle teknoloji, eğitim sürecinin niteliğini arttıran deyim yerindeyse öğretmenlerin yeni birer meslektaşı haline gelen çok önemli araçtır.
Kaynakça: Akgündüz, D. (Ed.). (2019). Fen ve Matematik Eğitiminde Teknolojik Yaklaşımlar. Ankara: Anı Yayıncılık.
Dijital minimalizm, teknolojinin dikkat dağıtıcı unsurlarını azaltarak bireylerin daha anlamlı ve odaklanmış bir yaşam sürmelerini hedefleyen bir yaşam tarzıdır. Bu makalede, dijital minimalizmin tanımı, temel ilkeleri, uygulamaları, toplumsal etkileri ve faydaları incelenecektir. Ayrıca, dijital minimalizmin bireylerin zihinsel sağlığı, verimliliği ve sosyal ilişkileri üzerindeki olumlu etkileri vurgulanacaktır.
Dijital çağda yaşamak, bireylerin hayatlarının her alanında teknolojiye bağımlı hale gelmelerine yol açmıştır. Sosyal medya, sürekli bildirimler ve dijital içerik akışı, insanların dikkatini dağıtarak zihinsel yorgunluk ve stres yaratmaktadır. Dijital minimalizm, bu durumun üstesinden gelmek ve bireylerin hayatlarında daha anlamlı deneyimler elde etmelerini sağlamak amacıyla ortaya çıkmıştır.
Dijital minimalizm, bireylerin dijital araçlarını ve platformlarını bilinçli bir şekilde kullanmalarını teşvik eden bir yaklaşımdır (Newton, 2019). Bu yaklaşım, bireylerin dikkatlerini daha önemli olan şeylere yönlendirmelerini ve teknoloji ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirmelerini sağlar. Anahtar ilkeleri arasında bilinçli seçim, sadelik ve dikkat yönetimi bulunmaktadır.
Bilinçli seçim, bireylerin dijital araçları ve içerikleri seçerken daha dikkatli olmalarını ifade eder (Turkle, 2011). Bu, hangi uygulamaların kullanılacağı ve hangi içeriklerin takip edileceği konusunda düşünmeyi içerir.
Dijital yaşamın sadeleştirilmesi, gereksiz uygulamaların ve içeriklerin ortadan kaldırılmasını sağlar. Bu, bireylerin daha az dikkat dağınıklığı ile daha fazla odaklanmalarına yardımcı olur.
Dikkat yönetimi, bireylerin zamanlarını nasıl harcadıklarını izlemelerini ve daha anlamlı aktivitelere yönelmelerini sağlar. Örneğin, ekran süresi sınırlandırılması ve dijital detoks günleri planlamak bu yönetimin bir parçasıdır.
Dijital minimalizm uygulamaları, bireylerin teknoloji ile ilişkilerini iyileştirmek için kullanılabilir. Bu uygulamalar arasında dijital detoks, ekran süresi sınırlamaları ve dikkat dağıtıcıların kapatılması yer almaktadır.
Dijital detoks, belirli günlerde tüm dijital cihazlardan uzak durmayı ifade eder (Harris, 2016). Bu süre zarfında bireyler doğada zaman geçirebilir veya yeni hobiler edinebilir.
Bireyler, sosyal medya ve diğer dikkat dağıtıcı uygulamalar için günlük süreler belirleyebilir. Bu, dijital bağımlılığın azaltılmasına yardımcı olur.
Çalışma sırasında bildirimleri kapatmak ve gereksiz uygulamaları silmek, bireylerin odaklanmalarını artırır.
Dijital minimalizmin toplumsal etkileri, toplumsal bağların güçlenmesi, dijital ayrımın azaltılması, kültürel değişim ve ruhsal refah gibi alanlarda kendini gösterir (Twenge, 2017).
Dijital minimalizm, bireylerin yüz yüze etkileşimlerini artırarak toplumsal bağları güçlendirir. Sosyal medya yerine doğrudan ilişkilerin önemini vurgular.
Teknolojiyi azaltan bireyler, dijital kaynaklara erişim konusunda dezavantajlı hale gelebilir. Bu, toplumsal eşitsizlikleri artırabilir.
Dijital minimalizm, kültürel etkinliklere katılımı teşvik eder. Bu sayede bireyler, yerel sanat etkinliklerine ve geleneksel aktivitelere daha fazla zaman ayırabilir.
Zihinsel sağlık, dijital minimalizmin önemli bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bireyler, dijital detoks uygulayarak daha sağlıklı ilişkiler geliştirebilir ve stresle başa çıkmada daha etkili olabilir.
Dijital minimalizm, bireylerin dijital dünyadaki dikkat dağıtıcı unsurları azaltarak daha anlamlı ve odaklanmış bir yaşam sürmelerine yardımcı olur. Bu yaklaşım, zihinsel sağlığı, verimliliği ve toplumsal bağları güçlendirmeye yönelik önemli faydalar sunar. Günümüzün dijital çağında, dijital minimalizmi benimsemek, bireylerin yaşam kalitelerini artırmak için bir fırsat sunmaktadır.
Harris, Nir E. The Attention Merchants: The Epic Scramble to Get Inside Our Heads. Harper, 2016.
Newport, Cal. Digital Minimalism: Choosing a Focused Life in a Noisy World. Portfolio, 2019.
Turkle, Sherry. Alone Together: Why We Expect More from Technology and Less from Each Other. Basic Books, 2011.
Twenge, Jean M. iGen: Why Today's Super-Connected Kids Are Growing Up Less Rebellious, More Tolerant, Less Happy—and Completely Unprepared for Adulthood. Atria Books, 2017.
Resimler
https://www.speakeragency.com.tr/media/bs2pmse4/dijital-detoks-nedir-690x460.jpg
Dijital Vatandaşlık Haftası'na Merhaba!
Her sene 14-18 Ekim tarihlerinde kutladığımız dijital vatandaşlık haftasını sizlerle paylaşmak istedim. Ekranlarımızın ardındaki heyecan verici dünyada yeni bir hafta başlıyor: Dijital Vatandaşlık Haftası! Bu hafta, dijital dünyanın sunduğu olanakları keşfederken, bilinçli ve sorumlu bir dijital vatandaş olmanın inceliklerini de öğreneceğiz.
Dijital vatandaşlık, teknolojiyi kullanırken sorumluluk bilinciyle hareket etmek anlamına geliyor. Günlük hayatımızın bir parçası haline gelen dijital cihazlarımızla daha bilinçli ve güvenli bir şekilde nasıl etkileşimde bulunabileceğimizi keşfedelim.
İnternette Görgü Kurallarına Uymak, Dijital dünyada da gerçek hayatta olduğu gibi görgü kurallarına uymak önemli. E-postalarınıza "Merhaba" ile başlamak, sosyal medya yorumlarında saygılı olmak, tartışmalarda yapıcı bir dil kullanmak… Tüm bunlar, netiket dediğimiz dijital görgü kurallarının bir parçası. Netiket, dijital dünyada daha nazik ve saygılı bir ortam oluşturur. Hayatımızın bir parçası olmuş gördü kurallarını dijital dünyada da etkin bir biçimde kullandığımızda iletişim gücümüzü de arttırmış olacağız.
Güçlü Şifreler Seçmek, Şifrelerimiz dijital dünyadaki en önemli güvenlik araçlarımızdan biri. "123456" veya "ipekturanakca" gibi basit şifreler yerine, harf, rakam ve özel karakterlerden oluşan karmaşık şifreler kullanmak çok daha güvenli. Bir örnek vermemiz gerekirse şifrelerimiz en az 8 karakterden oluşmalı, bir büyük harf içermeli ve bir özel karakter içermelidir. Şifrelerinizi belirli aralıklarla değiştirmek ve farklı platformlarda aynı şifreyi kullanmamak da güvenliğinizi artırır.
Dijital İzler: Unutmayalım ki Her Adımımız Bir İz, Dijital dünyada attığımız her adım bir iz bırakır. Paylaştığımız fotoğraflar, yazdığımız yorumlar ve ziyaret ettiğimiz siteler… Tüm bunlar dijital kimliğimizin bir parçası. Bu nedenle, internette paylaştıklarımızın kalıcı olduğunu unutmamalı ve her adımımızı dikkatli atmalıyız.
İyi Bir Dijital Vatandaş Olmak, Dijital dünya, bireysel olduğu kadar toplumsal bir alan. Paylaşmak, yardım etmek, doğru bilgi yaymak ve yanlış bilgileri düzeltmek hepimizin sorumluluğunda. Dijital vatandaşlık, hep birlikte daha bilinçli ve güvenli bir dijital topluluk oluşturmak anlamına gelir.
Sevgili okurlar, bu hafta dijital vatandaşlığın önemini kavrayarak, daha güvenli ve bilinçli bir dijital dünya için adımlar atalım. Teknolojiyi sorumlu bir şekilde kullanarak, hep birlikte daha güzel bir dijital geleceğe katkıda bulunabiliriz. Herkese keyifli ve öğretici bir Dijital Vatandaşlık Haftası dilerim!
Dijital Vatandaşlık Haftamız Kutlu Olsun!
3D yazıcılar dünyadaki bir çok şeyin üretiminde büyük rol oynuyorlar ama her şeyi basamazlar, mesela insan üretemezler ama insanı oluşturan organları basabilirler.
Bu teknoloji, dijital modelleri fiziksel nesnelere dönüştürme kabiliyeti ile sınırsız bir yaratıcı potansiyel sunmaktadır. Ancak, "3D yazıcı her şeyi basabilir mi?" Bu teknolojinin sınırlarını ve potansiyelini anlamak açısından önemlidir. Bu makalede 3D yazıcıların neler basabileceği, sınırlamaları ve gelecekteki olasılıkları ele alınacaktır.
3D Yazıcıların Baskı Kapasitesi
1) Malzeme Çeşitliliği
-Plastik: En yaygın kullanılan malzeme olan plastik, çeşitli türlerde (PLA, ABS, PETG) ve renklerde basılabilir.
-Metal: 3D metal baskı, havacılık, otomotiv ve tıp gibi endüstrilerde kullanılır. Titanyum, paslanmaz çelik ve alüminyum gibi metaller basılabilir.
-Seramik: Yüksek sıcaklıklara dayanıklı ve biyouyumlu seramikler, diş hekimliği ve tıbbi implantlarda kullanılır.
-Kompozitler: Karbon fiber veya cam elyafı ile güçlendirilmiş malzemeler, yüksek mukavemet gerektiren uygulamalarda kullanılır.
-Biyomalzemeler: Biyoprinting teknolojisi ile hücreler ve biyopolimerler kullanılarak dokular ve organ benzeri yapılar basılabilir ve bu organlar bir insan üzerinde gerçekten kullanılabilir.
2) Ürün Çeşitliliği
-Prototipler ve Modeller: Ürün geliştirme süreçlerinde hızlı prototipleme için kullanılır.
-Kişiselleştirilmiş Ürünler: Özel tasarımlar ve kişiselleştirilmiş eşyalar (mücevher, moda aksesuarları) üretilebilir.
-Endüstriyel Parçalar: Makine parçaları, araç bileşenleri ve karmaşık endüstriyel ekipmanlar üretilebilir.
-Tıbbi İmplantlar: Hastaya özel protezler, diş kronları ve cerrahi modeller basılabilir.
-Gıda: Yiyecek malzemeleri kullanılarak yenilebilir ürünler basılabilir. Çikolata ve şeker hamuru gibi malzemelerle yaratıcı yiyecekler üretilebilir.
Sınırlamalar
1. Malzeme Sınırlamaları
-Çeşitlilik: Her malzeme 3D baskı için uygun değildir. Özellikle esnek, yumuşak veya çok sert malzemelerde sınırlamalar olabilir.
-Dayanıklılık ve Özellikler: Bazı 3D baskı malzemeleri, geleneksel üretim yöntemleriyle elde edilen malzemeler kadar dayanıklı veya işlevsel olmayabilir.
2. Baskı Boyutu
-3D yazıcıların baskı hacmi, cihazın boyutlarına bağlıdır. Büyük nesneler basmak için özel, büyük ölçekli 3D yazıcılar gereklidir.
3. Hassasiyet ve Detay
-İnce detaylar ve yüksek hassasiyet gerektiren işler için 3D yazıcıların çözünürlüğü yeterli olmayabilir. Bazı yazıcılar çok ince detayları basmakta zorlanabilir.
4. Zaman ve Maliyet
-Büyük veya karmaşık nesnelerin basılması uzun sürebilir ve maliyetli olabilir. Seri üretim için 3D baskı hala yavaş ve pahalı bir seçenek olabilir.
Gelecek Potansiyeli
3D yazıcı teknolojisi hızla gelişmekte olup, bu sınırlamaların birçoğu aşılmaya çalışılmaktadır.
Gelecekte:
-Yeni Malzemeler: Daha geniş bir malzeme yelpazesi ile baskı yapmak mümkün olacak.
-Hız ve Verimlilik: Baskı hızları artacak ve maliyetler düşecektir.
-Biyoprinting: Tam işlevsel organların basılması mümkün olabilir.
-Gelişmiş Endüstriyel Uygulamalar: Havacılık, uzay ve otomotiv gibi alanlarda daha karmaşık ve dayanıklı parçalar üretilebilir.
Sonuç olarak 3D yazıcılar, üretim teknolojilerinde büyük bir devrim yaratmıştır ve birçok farklı alanda uygulanabilirliği vardır. Ancak, şu an için "her şeyi" basabilme kapasitesine sahip değillerdir. Malzeme çeşitliliği, baskı boyutu, hassasiyet ve maliyet gibi faktörler, bu teknolojinin sınırlarını belirlemektedir. Yine de, teknolojinin hızlı ilerlemesi ve yeni yeniliklerle birlikte, 3D yazıcıların gelecekteki potansiyeli oldukça geniş ve umut vericidir.
GPT-4.0, OpenAI tarafından geliştirilen en yeni ve en gelişmiş dil modelidir. Yapay zeka ve doğal “insansı” şekilde dil işleme alanındaki büyük bir ilerlemeyi temsil eden bu model, metin oluşturma, anlama ve analiz etme yeteneklerinde eski modellerine kıyasla önemli iyileştirmeler sunar. GPT-4.0, daha büyük ve daha çeşitli veri kümeleri üzerinde eğitilmiştir ve daha karmaşık görevleri yerine getirebilecek kapasiteye sahiptir.
Peki bu devrimsel yapay zekanın gelecekteki potansiyel etkileri ne olacak? Bence en büyük ve en kısa zamanda olacak gelişme reklamcılık ve pazarlama sektöründe gelişecek çünkü zaten yapay zekalar üstüne kurulmuş olan büyük sosyal medya platformları içerisindeki büyük veri setlerini analiz edebilir ve anlamlı kişiselleştirilmiş reklamlar oluşturabilir. Bu, reklam verenler için kendileri ile ilgilenen müşterileri kendilerine çekme konusunda büyük bir yardım olabilir.Ya da kodlama ve yazılım geliştirmede yardımcı olabilir. GPT-4.0, yazılım geliştiricilere kod yazma, hata ayıklama ve çözüm önerilerinde bulunma gibi konularda yardımcı zaten oluyor ve gelecekte bunun kat kat iyisini bile yapıyor olabilir. Bu, yazılım geliştirme süreçlerini hızlandırabilir ve hata oranlarını çok büyük ölçüde azaltabilir.Bunların yanı sıra çok uzun zamandır bir yenilik bekleyen eğitim sektörünü bir çağ atlatabilir.Eğitim materyallerinin otomatik olarak oluşturulması,ders içerikleri, sınavlar ve eğitim materyalleri GPT-4.0 tarafından otomatik olarak oluşturulabilir, bu da öğretmenlerin iş yükünü hafifletip tüm okullarda ödevlerin okullar arası daha adil olmasını sağlayabilir.Bunun dışında gerçek zamanlı değerlendirme ve geri bildirim vererek öğrencilerin performansını anlık olarak değerlendirebilmesini ve geri bildirimde bulunabilmesine yol açar. Bu, öğrenme sürecini daha etkin ve verimli hale getirebilir.
Ancak, her iyinin bir de kötüsü vardır.GPT-4.0 ne gibi problemlere yol açabilir?GPT-4.0 içerisinde var olan veri tabanından veriler alıp cevap veren bir sistem olduğu için bence en yüksek tehlike veritabanına yanlış bilgilerin girilmesi sonucu çok büyük sahtecilik vakaları ve yanlış bilgi yayma potansiyeline sahiptir.Yine yakın zamanlarda çıkan DeepFake teknolojisi ile birleşmesi sonucu sahte içerikler üretip insanların aslında söylemedikleri şeyleri söylüyormuş gibi gösterme kapasitesine sahip olduğu için insanları propaganda amaçlı manipüle bile edebilir.Bunların dışında GPT-4.0 her ne kadar yazılım gibi bazı mesleklere yardım ediyormuş gibi gözüksede aslında daha çok köstek oluyor çünkü GPT-4.0 insanların yapabildiği işleri olanlar daha iyi ve 7-24 yapabildiği için iş verenler maaşlı insan çalıştırmak yerine yapay zeka modellerini tercih edebilir ve çok büyük bir işsizlik krizine sebep olabilir.
Sonuç olarak GPT-4.0, toplumumuz için birçok fayda ve zarar sağlayabilecek güçlü bir araçtır. Ancak, bu teknolojinin sorumlu bir şekilde geliştirilmesi ve kullanılması büyük önem taşımaktadır. GPT-4.0'ın geleceği, bugün yaptığımız seçimlerle şekillenecek ve bu seçimler, teknolojinin topluma olan etkilerini belirleyecektir. Teknolojinin getirdiği fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilmek için etik seçimler yapmanın önemini unutmamak gerekir.
Yapay zekanın eğitimdeki rolü, öğrenciler açısından hızla değişen bir konudur. Yapay zeka, eğitimde sunduğu avantajlardan yararlanmak isteyen bir öğrenci olarak, bu teknolojinin sunduğu fırsatları göz önünde bulundurmalıyım. Ancak, bunu yaparken belirli önemli kurallara uygun davranmalıyım. Yapay zekanın sunduğu avantajlar oldukça çeşitlidir, şimdi birkaçını örneklemek istiyorum:
Kişiselleştirilmiş öğrenme: Yapay zeka, her öğrencinin seviyesine ve performansına göre dersleri kişiselleştirerek öğrencilere daha iyi odaklanma imkanı sunar. Bu sayede öğrenciler, zorlandıkları konulara daha fazla odaklanabilirler.
Anında erişilebilirlik: Yapay zeka, internet erişimi olan her yerden istenilen zamanda kolayca erişilebilir. Bu da öğrencilere 7/24 çalışma imkanı sağlar.
Zaman yönetimi: Yapay zeka, öğrencinin zamanını kontrol ederek daha etkili ve verimli ders çalışmasını sağlar.
Yapay zekanın daha birçok faydası bulunmakla birlikte, bazı zararlı veya riskli yönlerine de değinmek istiyorum:
Ödev yaptırma: Öğrenciler bazen ödevlerini yapmak yerine yapay zekaya yaptırabilirler. Bu durumda öğrenci, ödevlerde öğrenmesi gereken bilgilerden yararlanamaz.
Bağımlılık: Yapay zeka destekli oyunlaştırma ve sürekli geri bildirim mekanizmaları, öğrencilerde teknolojiye bağımlılık ve dış motivasyona dayalı çalışma alışkanlıkları geliştirebilir. Bu nedenle, yapay zeka erişilemez olduğunda öğrenciler ne yapacaklarını bilemeyebilirler.
Yaratıcılığın azalması: Yapay zekanın sunmuş olduğu standart cevaplar, öğrencilerin yaratıcılığını azaltabilir ve problem çözme becerilerinin gerilemesine neden olabilir.
Yapay zekanın eğitimdeki rolü, öğrencilere büyük avantajlar sağlamakla birlikte, dikkat edilmesi gereken riskleri de beraberinde getiriyor. Bu teknolojiyi bilinçli ve dengeli bir şekilde kullanarak, faydalarından en iyi şekilde yararlanabiliriz. Unutmayalım ki, teknoloji eğitimin bir aracı olup, insani değerler ve yaratıcı düşünme becerileri her zaman ön planda olmalıdır.
Teknoloji dünyasında devrim yaratma potansiyeline sahip ürünler her zaman büyük bir heyecanla beklenir. Apple, Vision Pro ile bu heyecanı yeniden canlandırmayı başardı. Vision Pro, Apple’ın karma gerçeklik dünyasına iddialı bir giriş yaptığı cihaz olarak, dijital ve fiziksel dünyanın sınırlarını bulanıklaştırıyor. Bu yazıda, Vision Pro’nun teknik özelliklerini, kullanıcı deneyimini, sunduğu yenilikleri ve gelecekteki potansiyel etkilerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Apple Vision Pro, 2024 yılında piyasaya sürüldü ve teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Vision Pro, mikro OLED teknolojisi kullanarak şimdiye kadar görülmemiş bir piksel yoğunluğuna ulaşıyor. Bu, kullanıcıların dijital dünyada daha net ve gerçekçi bir görüntü deneyimi yaşamalarını sağlıyor. Yüksek çözünürlük, gelişmiş işlem gücü, uzun pil ömrü ve kullanıcı dostu arayüz gibi özellikleriyle öne çıkan Vision Pro, karma gerçeklik dünyasında standartları yeniden belirliyor. Apple’ın kurucusu Steve Jobs, 2007 yılında iPhone'u tanıttığında, "Dünyanın en iyi işaret cihazını kullanacağız. Hepimizin doğuştan sahip olduğu bir işaret cihazını kullanacağız, parmaklarımızı kullanacağız" demişti. Vision Pro ile Apple, bu vizyonu bir adım öteye taşıyor. Cihaz, gözler, eller ve sesle kontrol imkanı sunarak kullanıcıların cihazla etkileşimini daha organik ve sezgisel hale getiriyor. Apple Vision Pro, mikro OLED ekran teknolojisi sayesinde benzersiz bir görsel deneyim sunuyor. Cihazın geniş görüş açısı ve yüksek kontrast oranı, kullanıcıların VR ve AR deneyimlerini daha etkileyici hale getiriyor. Vision Pro’nun ergonomik tasarımı, uzun süreli kullanımda bile rahatlık sağlıyor. Entegre hoparlörler ve üç boyutlu ses desteği, kullanıcıların daha derin bir ses deneyimi yaşamalarını mümkün kılıyor. Cihazın teknik özellikleri arasında şunlar yer alıyor: Mikro OLED ekran teknolojisi, yüksek piksel yoğunluğu, geniş görüş açısı, yüksek kontrast oranı, entegre hoparlörler ve üç boyutlu ses desteği, ergonomik tasarım ve ayarlanabilir kayış sistemi.
Vision Pro, özellikle oyun ve medya tüketimi alanlarında devrim yaratma potansiyeline sahip. Yüksek çözünürlüklü ekranı ve güçlü işlemcisi sayesinde, kullanıcılar en sevdikleri oyunları ve filmleri daha önce hiç olmadığı kadar gerçekçi bir şekilde deneyimleyebilecekler. Bu özellikler, VR oyunları için büyük bir adım olarak kabul ediliyor. Geliştiriciler, Vision Pro’nun sunduğu teknolojik imkanları kullanarak daha karmaşık ve detaylı oyunlar yaratabilirler. Ayrıca, medya şirketleri de bu cihazı kullanarak izleyicilere daha sürükleyici film ve dizi deneyimleri sunabilirler.
Pandemi dönemiyle birlikte popülerlik kazanan sanal etkinlikler ve konserler de Apple Vision Pro'nun etkisiyle daha da gelişebilir. Vision Pro sayesinde, kullanıcılar evlerinden çıkmadan etkinliğin içindeymiş gibi hissedebilecekler. Bu, özellikle müzik ve eğlence sektöründe yeni gelir modellerinin ortaya çıkmasına da olanak tanıyabilir.
Eğitim sektörü, teknoloji entegrasyonu konusunda hızla ilerlemektedir ve Apple Vision Pro, bu ilerlemeyi daha da hızlandırabilir. Sanal sınıflar ve laboratuvarlar, öğrencilerin karma gerçeklik sayesinde derslere daha aktif bir şekilde katılmalarını sağlayabilir. Özellikle fen ve mühendislik gibi pratik uygulamaların önemli olduğu alanlarda, öğrenciler sanal laboratuvarlarda deney yaparak öğrenme deneyimlerini zenginleştirebilirler.
Apple Vision Pro'nun uzaktan çalışma alanındaki etkisi de oldukça büyük olacak gibi görünüyor. Karma gerçeklik, çalışanların sanal ofislerde bir araya gelerek işbirliği yapmalarına olanak tanır. Alex Kreger, Vision Pro'nun kullanıcı deneyimini daha rahat ve sezgisel hale getiren doğal etkileşim özellikleri sunduğunu belirtiyor. Gözler, eller ve sesle kontrol imkanı, kullanıcıların cihazla etkileşimini daha organik hale getiriyor..
Apple Vision Pro, geliştiricilere geniş bir yelpazede yeni fırsatlar sunuyor. Cihazın yüksek çözünürlüklü ekranı ve güçlü donanımı, geliştiricilerin daha karmaşık ve etkileşimli uygulamalar oluşturmasına olanak tanır. Özellikle oyun, eğitim ve iş dünyası uygulamaları için büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Ancak, bu fırsatlarla birlikte bazı zorluklar da gelmektedir. Vision Pro'nun karmaşık teknolojisi, geliştiricilerin bu platform için yazılım geliştirme sürecinde yeni beceriler edinmelerini gerektirir. Ayrıca, kullanıcıların cihazı en verimli şekilde kullanabilmeleri için uygun eğitim materyallerinin oluşturulması önemlidir. Geliştiricilerin, kullanıcı deneyimini mükemmelleştirmek için sürekli olarak yenilikçi çözümler üretmeleri gerekecek.
Apple Vision Pro'nun piyasaya sürülmesi, teknoloji dünyasında geniş yankı uyandırdı ve kullanıcı tepkileri oldukça karışık oldu. Pek çok kullanıcı, cihazın yüksek fiyat etiketi nedeniyle eleştiride bulundu. $3,499'lık başlangıç fiyatı, çoğu kişi için erişilebilir değil ve bu durum, cihazın sadece belirli bir kesime hitap etmesine neden oldu. Ancak, bazı kullanıcılar cihazın sunduğu yenilikçi özellikler ve teknolojik gelişmelerin bu fiyatı haklı çıkardığını belirtiyor. Bazı kullanıcılar, cihazın ergonomisi ve kullanımı konusunda memnuniyetsizliklerini dile getirdi. Vision Pro'nun ağırlığı ve uzun süreli kullanımda rahatsızlık yaratabileceği belirtiliyor. Ayrıca, bazı kullanıcılar, cihazın sunduğu uygulamaların henüz yeterli olmadığını ve bu durumun cihazın yüksek fiyatını haklı çıkaracak seviyede olmadığını düşünüyor. Buna rağmen, Vision Pro'nun sunduğu ileri teknoloji ve yenilikçi özellikler, birçok kullanıcı tarafından takdir ediliyor. Özellikle göz ve el hareketlerini izleyerek kontrol imkanı sunması ve yüksek çözünürlüklü ekranı, kullanıcı deneyimini benzersiz kılıyor. Bazı teknoloji uzmanları ve kullanıcılar, Vision Pro'nun VR ve AR teknolojilerinde yeni bir çağ başlattığını ve bu cihazın gelecekte daha erişilebilir modellerinin çıkmasıyla birlikte geniş bir kullanıcı kitlesine hitap edebileceğini düşünüyor.
Apple Vision Pro, karma gerçeklik pazarında devrim yaratma potansiyeline sahip bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor. Eğlence, eğitim ve uzaktan çalışma alanlarında sunduğu yenilikçi çözümlerle, kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak ve zenginleştirecek. Geliştiriciler için yeni fırsatlar ve bazı zorluklar getiren bu cihaz, teknoloji dünyasında yeni standartlar belirlemeye aday. Vision Pro'nun etkisi, önümüzdeki yıllarda daha da belirgin hale gelecek ve karma gerçeklik pazarının geleceğini şekillendirecek. Vision Pro ile Apple, teknolojinin sınırlarını zorlamaya ve kullanıcılarına benzersiz deneyimler sunmaya devam ediyor. Steve Jobs'un vizyonunu sürdüren Apple, Vision Pro ile dijital dünyada yeni bir çağ başlatıyor. Bu cihaz, geleceğin teknolojisine bugünden adım atmamızı sağlıyor ve kullanıcılarına hayal gücünün ötesinde bir deneyim vaat ediyor.
Works Cited
1. Aten, Jason. "What It's Like Using Apple Vision Pro." Undigital News, www.undigital.news, Substack, .
2. Apple. "Apple Vision Pro." Apple Inc., https://www.apple.com/apple-vision-pro/.
3. Apple. "Introducing Apple Vision Pro: Apple’s First Spatial Computer." Apple, 5 June 2023, www.apple.com/apple-vision-pro.
4. "Apple Vision Pro: Price, Release Date, and Everything We Know About the VR Headset." TechRadar, 5 June 2023, www.techradar.com/apple-vision-pro.
5. "Apple Vision Pro Reactions: Game Changer or Pricey Novelty?" Know Your Mobile, 2024, www.knowyourmobile.com/apple-vision-pro-reactions-game-changer-or-pricey-novelty.
6. Gurman, Mark. "Gurman Uncovers Mixed Reactions to Apple Vision Pro Release, Sheds Light on Return Rates." Mint, 19 Feb. 2024, www.livemint.com/technology/gadgets/gurman-uncovers-mixed-reactions-to-apple-vision-pro-release.
7. Hardawar, Devindra. "Apple Vision Pro Review: The Best VR/Mixed Reality Tech We’ve Seen Yet." Engadget, 6 June 2023, www.engadget.com/apple-vision-pro-review.
8. Kreger, Alex. "How Apple Vision Pro and AI-Powered Spatial Computing Will Reshape Digital Banking Services." UXDA, 2023, www.theuxda.com/howapplevisionproandai-poweredspatialcomputingwillreshape-digitalbankingservices.pdf.
9. "Open Apps on Apple Vision Pro." Apple Support, Apple Inc., https://support.apple.com/tr-tr/guide/apple-vision-pro/deve0c57808f/visionos.
10. "The Internet's Unsurprising Reaction to Apple's Vision Pro Headset Is a Mix of Wonder and Cringing at Its $3,499 Price Tag." PC Gamer, 5 June 2023, www.pcgamer.com/apple-vision-pro-reactions.
11. "Apple'ın Algıları Değiştirecek Yeni Oyuncağı Vision Pro Hakkında Bilmeniz Gerekenler." Workinton, 21 May 2024, www.workinton.com/blog/apple-vision-pro-hakkinda-bilmeniz-gerekenler/.
İnsanın kendi varlığının farkına vardığı günden itibaren sürekli bir arayış içine girmesiyle dünyanın doğal yapısına çeşitli ürünler, icatlar, yenilikler geldi. İnsan arayan, aradıkça daha fazlasını uman bir varlık. Ateşi buldu, sonra yazıyı, sonra kağıdı… Daktilo, bilgisayar… Doyumsuz bir belleğin hikâyesi için durmadan çalıştı ve en nihayetinde yeni bir dünyanın kapısını son yıllarda araladı: Yapay Zeka.
Bize hep bir korku öğesi olarak sunulan yapay zekayı da insanoğlu kendi elleriyle yaratmıştır. Yapay zekayı yönlendirmek insanoğlunun elindedir. Bu sebeple yapay zeka ne dünyayı ele geçirmek niyetindedir ne de insanlığı sonlandırmak. Yapay zeka günümüzde insanlığa bol bol fayda sağlar. Tıp, endüstri, mühendislik gibi alanlara oldukça büyük bir katkı sağlamıştır. Eğitimde ise bahsettiğim alanlara göre yapay zekanın kullanımı ne kadar geri kalsa da yenilikler sunarak öğrenme ve öğretme süreçlerine katkıda bulunmuştur. Örneğin bireyselleştirilmiş öğrenme ve akıllı içerik oluşturma öğrencinin öğrenme hızını ve konu eksikliklerini göz önünde bulundurarak öğrenciye daha etkili bir öğrenme şekli sunar.Eğitimin ulaşılabilirliğini arttırır. Bazı ülkelerde ekonomik sebeplerden dolayı öğrenciler ne kadar elektronik/dijital cihazlara erişemese de uzaktan eğitim her bireye eğitimin ulaşmasını sağlar. Ya da yapay zeka destekli matematik öğrenme programı kullanan bir öğrenci ilk olarak bir değerlendirme testine tabi tutulur. Yapılan yanlışlar öğrencinin hangi konularda eksik olduğunu geri kaldığını gösterir. Platformdaki gelişim asistanı(yapay zeka) eksik olduğu konuları pekiştirmek amacıyla öğrenciye yönelik testler oluşturur. Aslında yapay zeka öğrenciye “geri bildirim” verir. Öğrencinin -negatif ya da pozitif hiç fark etmez- geribildirime ihtiyacı vardır. Gelişim asistanının “Kesirlerle toplama işlemlerinde zorlandığınızı görüyoruz.Daha fazla pratik yapmak için şu ek alıştırmaları deneyebilirsiniz“ ya da “Harika!Bu zor soruyu çözerek büyük bir ilerleme kaydettiniz” gibi dönütler vermesi öğrenciyi motive eder ya da eksiklerini gösterir.Yapay zeka geribildirimi bir insana göre daha hızlı bir şekilde öğrenciye verir. Bu öğrenciye hız kazandırır. Aslında yapay zeka insan zekasıyla yapılan işleri dakikleştirir, farkı budur.
Kimisi bu yüzden yapay zekanın insanı tembelleştirdiğini düşünüyor, bense bu fikre katılmıyorum. Bu bireyin yapay zekaya olan yaklaşımına bağlıdır. 1998’den önce (Google 4 Eylül 1998’de kurulmuştur) araştırma yaparken binlerce sayfalık ansiklopedileri okumak yerine devrim yaratan Google’a sorular sormak bize ciddi bir zaman tasarrufu sağlar. Tek bir “click” gözümüzde büyüdükçe büyüyen sayfalarca okuyupta bulamadığımız sorunun cevabını saniyeler içinde verebilir. Yapay zeka aslında az önce anlattığım hikayede insan görevindedir. Yapay zeka ansiklopediler yerine Google’ın web sitelerini araştırır ve analiz eder. Bunun sonucunda bize en doğru bilgiyi ulaştırır. Yapay zeka tembelliğe yol açmaz zaman kazanmanıza yardımcı olur.Peki ya yaratıcılık? Bu da bireyin yapay zekayı nasıl kullandığına bağlıdır. Chat GPT’ye “Projeme bir başlık bulur musun?” sorusu yöneltildiğinde verdiği cevapları direkt kullanmak kişinin yapay zekaya karşı bir bağımlılık beslemesine sebebiyet verebilir. Ama önerilen başlıklardan ilham alınabilir ve kişi kendi fikirleriyle harmanlayabilir. Bu da tam tersine kişinin farklı fikirler görmesine katkıda bulunur yani yaratıcılığını geliştirebilir.
Eğitim sosyal ilişkiler ve iletişim gerektirir. “Günümüzde” yapay zeka fiziksel güç gerektiren işlerin yerini alabilir. Belki robotlar; yapay zeka, mavi yakalı kavramını tamamen ortadan kaldırabilir. Ama zihinsel güç gerektiren işlerin yerini yapay zekanın alması pek muhtemel değildir. Yapay zeka insanın zeka seviyesine ulaşabilmiş değildir. Geniş hafıza ve otomasyonlar insan zekasına göre daha kuvvetli olsa da AI yaratıcılık konusunda geride kalmıştır. Bir öğrenci için AI’dan alınan geribildirimle sevdiği bir öğretmeninin verdiği geri bildirimin etkileyiciliği sosyal faktörlere bağlıdır. Bir öğretmenin jest, mimik ve hareketleriyle ses tonunun değişimiyle anlatılan ders kişinin bilgisayar karşısına geçip konu anlatımı dinlemesinden daha keyiflidir. Kişinin motivasyonunu çevresinde olan kimselerin duyguları tepkileri etkiler. Yapay zeka, sadece bilgiyi iletebilir, ancak insanlar arasındaki gerçek bağlantıları sağlayamaz. Eğitimde sosyal iletişim, öğrencilerin sadece bilgiyi öğrenmekle kalmayıp, birbirleriyle etkileşim kurarak empati, işbirliği ve liderlik gibi becerileri de geliştirebildiği gerçeğini vurgular. Kısacası gerçek öğrenme, yalnızca bilgiyi almakla değil, onu paylaşmakla mümkündür.
NAZ BERBER
9A SINIFI
Bir taksi çağırdığınızı ve bindiğinizde sürücü koltuğunun boş olduğunu düşünün. Artık yeni teknolojilerle bu da mümkün. Yeni geliştirilmiş teknolojiler ile beraber şehir içi ulaşımlarda büyük bir devrimin altyapısı atılmaya başlanıyor.
Otonom taksiler LIDAR, radar, çeşitli sensörler ve kameralar ile beraber dışarıdan aldığı anlık veriler ile çalışıyor. LIDAR lazer ışınlarını kullanarak yüksek çözünürlüklü 3D haritalar oluşturarak araçların milimetre düzeyinde bir hassasiyet ile çevresini algılamaya yardımcı oluyor. Toplanan veriler, AI ve makine öğrenimi algoritmaları tarafından işlenir. Bu algoritmalar, araçların trafik işaretlerini tanımasını, yayaları ve diğer araçları algılamasını ve en güvenli rotayı belirlemesini sağlar. Otonom taksiler, GPS ve yüksek çözünürlüklü haritalar kullanarak konumlarını belirleme ve hedeflerine en kısa sürede ulaşmak için rotalar oluşturur. Haritalama sistemleri, trafik koşullarını ve yol kapanmalarını da dikkate alarak dinamik olarak güncellenir. Araçtan her şeye (V2X) iletişim teknolojisi, araçların trafik ışıkları, diğer araçlar ve yol altyapısı ile iletişim kurmasını sağlar. Bu teknoloji, trafiği daha verimli hale getirmeye ve kazaları önlemeye yardımcı olur. Bu teknolojinin insan hatalarını indirgeme, daha optimize sürüş rotaları sayesinde yakıt tüketimini ve sıkışık trafiği azaltma, ve bağımsız bir ulaşım seçeneği tutmak gibi olumlu yönleri olsa da hala üzerinde çalışılması ve geliştirilmesi gereken alanlar bulunmakta. Bunlardan ilki yasal düzenlemeler, otonom araçlar yeni bir teknoloji olduğundan dolayı hala gerekli yasalar için düzenlemeler yapılmakta. Teknolojinin hala bazı güvenlik zorlukları var, özellikle karmaşık şehir ortamlarında insan davranışlarını doğru şekilde tahmin etme konusunda net çözümleri bulunmamakta. Hala şehir ortamlarının bu teknolojinin altyapısına uyum sağlaması adına yeterliliğe ulaşılamamıştır.
Bu teknolojiyi yaymakta ilk adımı atan şirketlerden bir tanesi Alphabet şirketinin yan kuruluşlarından biri olan Waymo. Waymo sınırlarını genişleterek otonom taksileri otoyol güzergahlarında da çıkararak, önemli ölçüde seyahat sürelerini azaltmayı amaçlıyor. Waymo'nun güvenliğe verdiği önem ve kademeli uygulama stratejileri ile otonom taksi teknolojisinin günlük hayatımıza gireceğine hiç şüphe yok.
Bu teknolojiyi ilerletmekte kararlı olan bir diğer şirket ise Daimler ve Bosch ikilisi. Bu iki şirket, San Jose, Kaliforniya'da sürücüsüz bir yolculuk hizmeti başlatmak için iş birliği yapıyor. Daimler'in otomotiv uzmanlığı ile Bosch'un mühendislik yetenekleri bir araya gelerek güçlü bir otonom sürüş sistemi oluşturuluyor. Ama bu teknolojinin ilerlemesinde güvenlik, ana endişe konusu olmaya devam ediyor. Otonom araç alanında önemli bir oyuncu olan Cruise'un yaşadığı kazalar ve operasyonel hatalar, potansiyel riskleri gözler önüne serdi. Bu tür olaylar, Cruise'un Kaliforniya'daki test izinlerinin askıya alınması gibi düzenleyici eylemlerle sonuçlandı. OWL'un gelişmiş sürücü destek sistemleri (ADAS) gibi yenilikler, gece görüşü için yüksek çözünürlüklü termal kameralarla çarpışma önleme yeteneklerini artırmayı amaçlıyor.
Otonom taksilerin yüksek maliyeti, pahalı sensörler, yazılımlar ve sürekli insan denetimi gerektirmesi nedeniyle büyük bir engel teşkil ediyor. Bu maliyet sorunu, otonom taksilerin geleneksel yolculuk paylaşım hizmetleriyle rekabet etmesini zorlaştırıyor. Bu nedenle şirketler, otonom taksileri daha ekonomik hale getirmek için maliyetleri düşürmeye ve ölçeklenebilirliği artırmaya odaklanıyor. Hareketliliğin tek seferlik bir işlem yerine bir hizmet olarak ele alınması konsepti, oyun değiştirici olarak görülüyor. Bu model, ulaşım ekonomisini önemli ölçüde değiştirebilir ve düşük hareketlilik maliyetleri ve artan konfor sunarak otonom taksileri daha çekici hale getirebilir. ABD dışında, Çin gibi ülkeler ve Orta Doğu bölgeleri de otonom taksi alanında ilerlemeler kaydediyor. Çin, Pekin ve Şanghay gibi şehirlerde robotaksi operasyonlarına izin verdi, Suudi Arabistan ve BAE ise geleceğin şehirlerine otonom araç teknolojilerini entegre etmek için yatırım yapıyor. Özetle, otonom taksi endüstrisi teknolojik yenilikler ve stratejik ortaklıklarla hızla gelişiyor. Ancak, yaygın olarak benimsenmesi için güvenlik endişeleri, yüksek operasyonel maliyetler ve düzenleyici engeller gibi zorluklar bulunuyor. Otonom taksilerin başarısı için teknolojideki sürekli ilerlemeler ve ekonomik ve düzenleyici alanların dikkatli bir şekilde yönetilmesi kritik öneme sahip olacak.
Kaynakça;
McKinsey & Company: How Robot Taxis Will Change Mobility over the Next 10 Years (2023) (McKinsey & Company)
Bain & Company: How Robot Taxis Will Change Mobility over the Next 10 Years (Bain)
IEEE Future Directions: Autonomous Vehicles and Future Mobility (CMTE IEEE)
World Economic Forum: How Autonomous Vehicles Will Transform Cities and Suburbs (World Economic Forum)
Torque News: Tesla Will Lead the Way (Torque News)
Kryder Law: Are Autonomous Taxis Coming Soon to Chicago? (Bain) https://www.forbes.com/sites/patrickmoorhead/2023/01/31/waymo-is-taking-autonomous-driving-to-the-freeway/?sh=7e55c4f97bfa)【18†source】
- [McKinsey - Gauging the Disruptive Power of Robo-Taxis in Autonomous Driving](https://www.mckinsey.com/industries/automotive-and-assembly/our-insights/gauging-the-disruptive-power-of-robo-taxis-in-autonomous-driving)
- [GovTech - After a Year of Setbacks, Where Do Robotaxis Go in 2024?](https://www.govtech.com/transportation/after-a-year-of-setbacks-where-do-robotaxis-go-in-2024)
Robotik Programlama alanında okul takımlarımız ile birçok ulusal ve uluslararası turnuvaya aktif olarak katılım sağlamaya devam ediyoruz. Mart ayı içerisinde yer alan yoğun takvimde öğrencilerimiz pek çok başarılı sonuca imza attılar.
FLL (First Lego League) Challenge 3. İstanbul Ortaokul Yerel Turnuvasında mücadele eden takımlarımızdan Ispartakule Ortaokul Takımımız “Şampiyonluk” ve “Robot Performans Birincilik Ödülü”nü, Florya Ortaokul Takımımız “Robotik Tasarım Birincilik Ödülü”nü, Ayazağa Ortaokul Takımımız “Yenilikçi Proje İkincilik Ödülü” ve Robot Performans Beşincilik Ödülünü almaya hak kazandılar. Ispartakule ve Ayazağa Ortaokul Takımlarımız İzmir’de düzenlenen FLL Challenge “Türki̇ye Finaline katılım hakkı” kazandı. Erenköy Ortaokul FLL Challenge takımımız katıldığı turnuvada “Yenilikçi Proje Birincilik Ödülü”nü, Ayazağa Ortaokul Takımımız ise aynı turnuvadan “Yenilikçi Proje Beşincilik Ödülü”nü aldı.
Robotex Marmara Bölge Şampiyonasında Nişantaşı Ortaokulu Takımımız 3 kg Sumo Robot kategorisinde, Ispartakule Ortaokulu Takımımız Labirent Çözen Robot kategorisinde “Marmara Bölge Bi̇ri̇nci̇li̇ği̇” aldı. Ispartakule Lise Takımımız “Folkrace Kategorisinde İkinci”, Nişantaşı Lise Takımımız “Yazılım Girişimciliği Kategorisinde Üçüncülük” ödülü aldılar. 4 Takımımız 20-21 Nisan 2024 tarihlerinde Antalya’da düzenlenecek Robotex Türki̇ye Finallerine katılmaya hak kazandılar.
FRC (First Robotics Competition) Bosphorus Regional Turnuvasında Erenköy Lise Takımımız “Otonom Yazılım Ödülü” ve “Üçüncülük Ödülü” almaya hak kazandı.
FRC Marmara Regional turnuvasında ise “Finalist Award” (ikincilik ödülü) ve FRC turnuvasının en prestijli ödülü olarak nitelendirilen “IMPACT Ödülünü” alarak Amerika Houston’da düzenlenecek şampiyonaya katılım için hak kazandılar. Ispartakule Lise Takımımız ise aynı turnuvada “Finalist-Quality Award” Ödülünü almaya hak kazanmıştır.
Öğrenci ve öğretmenlerimizi kutluyor başarılarının devamını diliyoruz.